• Has Oda'dan
    • Bana Oyle Gelmiş '2465'
    • Bir Bakışta '142'
    • Birlik Dükkanı '172'
    • Bulan Ol Kendi Oldu '437'
    • D.uyulanlar '164'
    • Hazır Olanla Hasbıhâl '11'
    • Simurg '303'
    • Söyleşi Kayıtları '195'
    • Sabah Neş'esi '487'
    • Tâzecik '2786'
    • Yolda Çevrilenler '171'
    • Kuş Sesleri '6723'
    • Kelâm-ı Kibar '76'
    • Derviş Dilinde
    • Varlığın Sevinci'nden
    • Tefe'ül
    • Hatırla
  • Ateş-i Aşk

Sabah Neş'esi

Sayfa 1 Geri Sayfa 2 İleri
Site Logo
  • İrtibat

BenOlanBen

Bağlantı Kopyalandı.

[{"text":"~\nKendini gerçekleştirmek\nDaha iyi bir 'kişi' olmak değildir \n...\nAslında bir 'kişi' olmadığını fark etmektir \n...\n\n'Kişi' her gece soyunup her sabah giydindiğimiz sahnesine uygun bir 'kıyafet' gibidir.\n\n'Kıyafet' olmadığını fark etmek için, kıyafetin yapışmadığından emin olmak, kıyafetin üstüne giyinildiği kend'öz vücudunu tanımak olmazsa olmazdır.\n\nBir de o kıyafetten yeterince rahatsız olmak hatta artık çıkarmaya can atmak...\n\nYeterince ışık düşen bir açıklıkta , çıplak vücudu ile karşı-aynalaşmaya gönüllü olmak...\n\nBu yolda ‘acâib çok sen ‘acâib anlama\n‘Acâib anda ola dost yüzü-nü göresin\n[Y. Emre'den]\n\nAncak bir yüzü çıplak gören \nSahnede hangi kostümle çıksa karşısına, gözünden tanır...\n\n(Perde kapanır. Seyirci, kendi yüzüne bakar... Perde açıkken de öyle olduğunu anlar)\n\nSabâhu'n-nûr ve's-sürûr\nKendi gözünü gördüğün yüz ayn'an olur\n\n~","id":202507171038,"flower":"sunflower.svg"},{"text":"§\n\n- İlişkimize yeni bir sayfa açalım \n\nDedi, yorgun âşıklardan biri, diğeri pek oralı olmadan dedi:\n\n- Sen-eski olduktan sonra \n\n'Ân-ı dâim' zevkimiz ne demek?\n\nKuyruğunu yiyen, kendini yutan, kendini doğuran devr-i dâim seyrine düşmek demek...\n\nHer an, zaten kendine tertemiz bir sayfa açıyor.\n\nTaşıyacak geçmiş yok,\nKovalayacak gelecek yok.\n\nHele şu nefesi bir izle\n\n..\n..\n.\n\nNeydi adı ne?\nNefhâ-i Rahmân\n\nO'nda eski olur mu söyle?\nHer an yeni bir işteee\n\nŞimdi yeniden doğuyorsun\nVe şimdi yine.\nBak şimdi bu yeni\n\nHer an yeni bir başlangıçtır\nSana öyle gelmese deee\nÖyle \n\nSame & old story \nSadece sende tutulan bayat bir hikâye \n\nPencereni aç \nGözünü aç\nBak dolan hava yeni\nSızan ışık tâze geldi\n\nNeden sürekli abdestli duruyoruz?\nTopraktan evi biriken tozdan duruluyoruz\n\nHer nefes neden zikr-i daimdeyiz\nAdımızdan, rengimizden, işimizden adım adım geçmedeyiz\n\nGözümüzden sızan iki damla yaş da ne?\nAşk her dâim tâze işte \n\nSabâhu'n-nûr ve's-sürûr \nHer nefes yenilenen ölüm mü görür \n\n§","id":202507162159,"flower":"bluebell.svg"},{"text":"Erkeklerin çoğu, telkine açık, yarı uyanık çocuklardır; tehdit edici veya onları etkileyebilecek kadar tatlı bir sesle konuşan herkese iradelerini teslim etmeye çoktan hazırdırlar... \n[E. Fromm'dan]\n\nYarı uyanık olduğumuz o ince ânı fark etmek öyle değerli ki...\n\nBir film izliyorsun ama yataktasın gibi...\nRüya hikâyesi devam ediyormuş gibi görünür.\n \nRüya ile uyanıklık arasındaki bu anın tadını çıkarmak ne büyük devlet...\n\nAslında hikâyenin içinde olmadığınızı ama yine de hikâyenin bir parçası olduğunuzu hissedeceksiniz. \n\nŞimdi neler oluyor burada?\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr\nUykuda olduğunu bilen zâten yarı uyanık olur","id":202507150754,"flower":"flower (8).svg"},{"text":"~\nŞu anda yaptığınız işe odaklanmanız, şimdi olanda kaybolmanız gerekirken, 'yol' kelimesi yüzünden kafanızın karışmasına izin vermeyin.\n[S. Munan'dan]\n\nOlacak olan\nOlmuştur \n\nAramanın sonu\nGörmenin başlangıcı olur\n\nİşitme ve görme\nŞimdi burada \nOl-an\nMevcûdiyete dâirdir\n\nArayış ise \nŞimdi burada olmayanı \nYarın görme ümidi, hayâli, beklentisidir\n\nZihnin arayışı, saf görmenin başladığı yerde sona erer. \n\nArayış, mesafe anlamına gelir. \n\nGörmek ise mevcûdiyeti ortaya çıkarır.\n\nSevdiğini 'iki gözüm' diye seversin ya....\nÇünkü vücudun özü, gözündür\n\nBu sahnede, kendi doğanı bizzat 'görmek için' var görünüyorsun... \n\nGün-görmeye geldik mâdem\nİşte gün; gör yüzünü yâ hû\n\n..\n..\n.\n\nDerken birden mum söner\n...\nHiçbir yere gitmeden, \nVardın işte\n...\nVarsın işte...\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr\nApaçık görmeyi candan isteyen\nCanıyla oynar durur\n\n~","id":202507140748,"flower":"flowers (2).svg"},{"text":"~\n\n- Bir cevap buldun mu sorulara?\n\nSen cevabı arıyorsun\nBen ~O soruyu~\n\nCevap bulma\nSorunu iyileştir\n\nTek bir soruya düşür \nO sorunun ateşinde piş\nO sorunun havasına karış;\n\nVarlığın cevâb-ı olur\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nDüşünce sınırlar çizmeden önce\nBenlik ve dünya tek bir canlı alan durur\n\n~","id":202507130856,"flower":"flowers (1).svg"},{"text":"~\n\nBilinç ile bilinçsizlik arasında\nBir salıncak kurmuş zihin; yerde gökte ne varsa hatta sözde tanrı bile ikisi arasında sallanır durur\n\nVe bunu sallayan rüzgarın eli hiç durmaz.\n\nMelekler, hayvanlar,\nİkisi arasında nice bin insan \nÜstünde dönen ay ve  güneş;\nAsırlar geçer, o salıncakta sallanır.\n\nHer şey sallanıyor:\nGök, yer, su, ateş,\n\nVe kendi gizli olan, kendine yavaşça bir beden büyütüyor.\n\nÂh Kebîr bunu beş on saniyeliğine gördü ve bu onu, ömür boyu bir hizmetkâr yapmaya yetti...\n[Kebîr zevkiyle]\n...\nZâhîrde bu sallantı, aslında bâtında hiç hareket etmeyenin ta kendisi değil miymiş?\n\nİşte o andan sonra, artık oyunun dışındaydı ama oyun, onun içinde devam etti!\n\nÖyle bir boşluk ki\nDüşen yok, kalkan yok; \n\nSadece o engin boşlugun kucağında dans eden bir hiçlik şarkısı.\n\nHatırla sevgili,\nİki ucu olan her şey, zihin içindir\nUçların asıldığı boşluğu tatmak, sevincindir\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nMerkez-i bilince; bir o yana bir bu yana sallandur\n\n~","id":202507120803,"flower":"floral-design (1).svg"},{"text":"~\nHayatın kendi kendine yaşandığını bizzat gördüğünüzde ne mi olur?\n\nDün için \nVe yarına dâir bir çözülme \nTam bir rahatlama...\n\nGerginlik yok olur, endişe buharlaşır...\n\nBeden hareket eder, sözler söylenir, davranışlar sahnesince açığa çıkar ama kimse bunların sahibi olduğunu iddia etmez.\n\nYani beden-zihin nasıl kurulduysa öyle harekete geçecektir, ancak merkezi bir aktöre referans verilmediği takdirde kader, hiçbir sonucu olmayan bir diziye dönüşecektir.\n\nBütün bağlar düşecektir...\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nSenaryonun bittiği okunan filmin seyri bir b'aşka olur\n\n~","id":202507100747,"flower":"flowers (1).svg"},{"text":"~\nBeden kaç yaşında olursan ol, sen sadece bir çocuksun.\n[Bu•da]\n\nBeden yaşlanır ama farkındalık her zaman şimdiki anda kalır, her zaman yeni doğmuş bir çocuk gibidir...\n\nKimlikte yazılı hikayenin gözünden, olan her şey 'hayatım' derler eski bir ipliğin ucuna bağlanır durur ya...\n\nSonsuzluğun gözünde öyle mi?\n\nBiz her zaman sadece başlangıçtayız.\n\nHer nefes, bir ilk.\nHer adım, bir keşif.\nHer sessizlik, bir dönüş.\n\n~\nBir rüyayı gerçek gör \nBir hayatı düş\nDüşte gerçeklik arama \nGerçek-de düş \nKendi-ne aşk\nDüş\n•M•üş\nÜm...\n~\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nHerkes boşluğuna geri döner durur\n\n~","id":202507090405,"flower":"wreath.svg"},{"text":"~\n\n- Yaşıyor gibi yapmaktan yoruldum, bana gerçek hayat gerek...\n\nYaşamak için ölümü öldürmek gerek\n\n- Ölmek ne demek?\n\nDünyasını değiştirmek\n\nİşte onun için kapısız kapıdan geçmek gerek\n\n- Bedenim artık çok yoruldu, kendimi çok katı hissediyorum.\n\nBeden katı değildir zihin katıdır \n\n- Ne yapayım?\n\nCheck Point\nBirer kontrol merkezi olan\nHer kapıdan kimlik göstererek geçilir ya...\n\nKapısız kapıdan \nKimliğini bırakarak geçilir \n\nEvden dışarı \nGiyinerek çıkılır ya...\n\nHakikatten içeri \nSoyunarak girilir\n\nDünya okulunda okumak\nÖğrenmek demektir ya...\nLearning\n\nDünya okulundan çıkmak için \nÖğrendiklerini bırakmak gerek\nUn-learning\n\n- Kime ne gerek?\n\n• Bir şeylere gereksinim duyan biri oldukça \n• Hep bir şeyler yapmak gerek\nTo do list\n\n- Ben %100 aklı başında biriyim\nBunlara gelemem\n\n%100 aklı başında olan bir adam, ölmüştür.\n\nNihayet susabiliriz...\n\n~~•~~\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nZihinden sorular aşkın kucağında yutulur \n\n~","id":202507080640,"flower":"golden-pothos.svg"},{"text":"~\nFenerin mumunu yak da gel derviş\nVarını yoğunu at da gel derviş ❞\n\nBir kere Mum-u yaktığınızda\nKapı-nun her zaman açık olduğu görülür!\n[A. Kadrî]\n\nMum ~ Farkındalık\nKapı ~ Kalp\n\nO-nu\nNe bir uyku tutar\nNe de bir uyuklama \nO hep uyanık \n\nFarkındalık kesinti-sizdir hep vardır; sürekli olan fark edilemediğinden bir süreliğine unutulur, yok-sanılır...\n\nVe varsa bir u-yanış, başka hiçbir eylem, ibadet veya fedakarlığın gerekmediğinin farkına varmaktan başka bir şey değildir.\n\nİstediğiniz her şey tam da burada ve tam da şimdi hazır...\n\nNe var ki bunu göremezsin çünkü Hakk'ın ve hakikatin her zaman 'hazır' olduğunuz fikrine direniyorsun, buna dayanamıyorsun...\n\nŞimdi değil sonra\nBurada değil orada\n\nBir şeyler daha olması için \nBir şeyler yapman gerektiğine \nOlan ölümcül erteleyici inanç \nBurada hazır olan\nHakk'ı gözden kaçırmaya yetiyor \n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nYarın orada olacak diye iman etmek \nŞimdi burada ol-anı inkar etmek olur\n\n~","id":202507070932,"flower":"lavender (2).svg"},{"text":"~\nBir kimsenin olgunluğunu, belirsizlik ve paradoksa ne kadar dayanabildiği tayin eder.\n[C. Jung]\n\nBilinmeyen ~ bilinen\nIşık ~ gölge \nManâ ~ madde\nÂhiret ~ dünya \nArasındaki sınır sensin\n\nBilmem ki neye 'ben' dersin?\nIşığa dönmek isteyen gölge gibisin?\n\nElbette 'IŞK\nAşk ve ışık harika\nAma bu zevke\nGölgeyi entegre etmeyi denemek ister misin?\n\nIşıkta olduğunda, gölgeni görürsün\n'IŞK seninle bütünleştiğinde\nIşık sen olduğunda gölge kalmaz.\n\n~~•~~\n~~•~~\n~~•\n\nSesi sessizliğe karışmadan önce \nGaybolan Gölge'den işittiğim\n'IŞK sırrı buydu:\n\nYâ Latîf u Yâ Kâfî\nYâ Latîf u Yâ Kâfî\nYâ Latîf u Yâ Kâfî\n\nŞeffaf olmalısın ki artık gölge düşürmeyesin öte yana ve işte bunun için, arkanı döndüğün güneşe yüzünü dön, yaranı güneşe tut ve ışığın içinden geçmesine izin ver...\n\nDuvarın ışık alanına pencere denir\nVe bir ev, ışığı ve havayı ancak böyle içeri alabilir\n\nTenini, sınırda bir 'duvar' değil \nGeçirgen bir 'perde' bil; her nefes incelen...\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nArayış, arayanın aslında senin zaten olduğun ışığın gölgesi olduğunu fark ettiğinde sona ermiş olur \n~","id":202507060834,"flower":"fern-plant.svg"},{"text":"~\nZihin, tasarımı gereği şartlanmıştır, tepkiseldir ve huzursuzdur. \n\nAncak o kapağın altında, dokunulmamış, her zaman dingin kalbin enginliği yatmaktadır.\n\nKalp sâkince evrenin nabzını duyar...\n\nHem sessizlik, hareketin yokluğu değil, tüm hareketlerin merkezidir.\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nSuyun yüzeyinde çırpınmayı bırakan \nOkyanusun nefesini duyar olur\n\n~","id":202507040735,"flower":"cherry-blossom (1).svg"},{"text":"~\nBiliyor musun bir rüyada eline uzun süre bakmazsın zira aynı duran bir el bulamazsın \n~\n'Şimdi uyandım' diyorsan\nEline bir bardak al\nVe uzun süre bak\n~\nMadde-bilir, kabuk-sever, sûret-perest ehl-i dünya idrâki yok mu?\n\nBir bardağın sabahtan akşama kadar, bir başına, kalıcı bir şey olarak durduğunu düşünürler, hem öyle olunca hesap daha kolay olur.\n\nHer şeyin sâdece bir anlığına öyle göründüğünü kabul etmek istemezler.\n\nKalıcılık \nSüreklilik \nKesinlik\nKatılık\nZihnin, yanılsama ipliğini ördüğü tezgahtan çıkar...\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr\nBir anlığına uyanan uyanmış olur\n~","id":202507031108,"flower":"flower (2).svg"}]