Yolda Çevrilenler
[{"id":202503112037,"full_text":"...\n[Arı-SIRR-ı-Ali]\n...\nBir balmumu damlasının ölümsüzlüğe giden tek yolu, kendini bir damla olarak görmekten vazgeçip, aslında balmumu olduğunu fark etmesidir. \n\nNe var ki bizim damlamız yalnızca kendi biçimini algılayabildiği için, kısacık ömrü boyunca Balmumu Rabbi'ne kendini bu biçimden kurtarması için yalvarır durur.\n\nOysa az-bir-az-düşünmese, bu biçimin kendisiyle hiçbir ilgisi olmadığını anlayacaktır.\n[V. Pelevin zevkiyle]\n","rest_id":"1899560356822811009","created_at":"Tue Mar 11 20:37:35 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1899559548932726784/pr/img/_D3ntemg68qk9TgG.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1899559548932726784/pr/vid/avc1/1280x720/n8hCfqTwt1Y0I9rH.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"rose (1).svg"},{"id":202503110651,"full_text":"•\n...\n- Bilir misin, tüm modeller zamanla eskir, her yeni solup gider? \n\nBu, her yüzyılda bir, hatta belki daha sık gerçekleşen kaçınılmaz bir yazgıdır. \n\n\"Hakikat\" sanılan her şey, bir gün çöp yığınlarına karışır gider. Doğru gibi görünen her şey, eninde sonunda saçmalığa dönüşür. \n\nHiçbir şey, ama hiçbir şey istisna değildir. \nBu, evrenin değişmez kanunudur.\n\n- Peki, neden? \n\ndedi Tanya, sesinde bir meydan okuma titreşerek. \n\n- Mesela, eskiden insanlar Dünya’nın düz olduğuna inanıyorlardı. Güneş’in de onun üstünde süzüldüğünü sanırlardı. Ama şimdi kesin olarak biliyoruz ki Dünya, Güneş’in etrafında dönüyor. Bu bilgi, çöpe atılacak bir şey olabilir mi sahiden?\n\n- Çoktan çöpe atıldı bile...\n \ndiye sırıttı Clarissa, alaycı bir gölge düşerek dudaklarına. \n\n- Sen sadece meseleyi yakından takip etmiyorsun. \n\nGünümüzün önde gelen fizikçilerinin çoğu, dünyanın, hatta bizim bile bir tür bilgisayar simülasyonu olduğuna inanıyor. \n\nVe böyle bir simülasyonun içinde, bir şeyin diğerinin etrafında döndüğünü söylemek anlamsızlaşıyor çünkü simülasyonlarda yalnızca hesap kodları var. \n\nBir simülasyonu analiz ederken anlamlı olan tek şey, fenomenolojik betimleme yani senin anlık, doğrudan deneyiminle şekillenen algı.\n\n- Feno… ne...\n\n- Yani algılananın en yalın, en belirgin katmanı. \nSaf-duru-filtresiz deneyim\nHer şeyi olduğu gibi gördüğün şekliyle. \n\nİşte bu yüzden yeni bilimsel hakikat bir süreliğine şu olabilir: \n\nDünya düzdür ve Güneş onun üzerinde süzülür. \nGeriye kalan her şey \n– hesaplamalar, matematiksel modeller – \n\nSadece şunu tahmin etmemizi sağlar: \n\nYüksekten bakıldığında Dünya yuvarlak görünebilir. \nAma bu, onun gerçekten yuvarlak olduğu ya da var olduğu anlamına gelmez. \n\nA.I.-Sanal gerçeklik gözlüklerinin ardında gördüğün her şey yalnızca senin algında ve yalnızca sen öyle baktıkça var olur ve bir anlığına o şekilde belirir; sana öyle gelir...\n[V. Pelevin zevkiyle]\n","rest_id":"1899352501024866757","created_at":"Tue Mar 11 06:51:39 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1899349069992009728/pr/img/5vLnKDhCn58QM7q8.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1899349069992009728/pr/vid/avc1/1280x720/fqGa8ZeLxVdAe649.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"rose (2).svg"},{"id":202503091959,"full_text":"•\nA güzelim yoldaşım, sen alelâde tek bir insan değilsin ki...\n\nSen bir âlemsin, derin bir denizsin sen!\n\nO senin muazzam varlığın yok mu\nO belki dokuz yüz kattır\nO, dibi-kıyısı bulunmayan bir deniz ki yüzlercesi o denizde gark olup gitmiştir.\n[Cenâbı Mevlevî'den]\n\n~\n ~~\n ~~~\n\nSıradan bir insanın kafasında kendisinin bile farkında olmadığı birçok ses vardır.\n\nDenebilir ki insan zihnini bodrum katında, sürekli bir hırsız toplantısı hüküm sürer; evin tüm kaderi, işte tam da orada belirlenir.\n\nBu sesler behemehâl birbirleriyle çekişiyorlar, habire tartışıyorlar. \n\nFarklı şeyler söyledikleri sürece, çatı hiçbir şey duymaz yalnızca hafiften bir tedirginlik hisseder.\n\nDerken, bu seslerden birkaçı bir konuda uzlaşır ve hep bir ağızdan konuşmaya başlar. \n\nDaha sonra toplam ses seviyeleri yukarıdan duyulabilecek kadar yükselir ve bir ekip olurlar ve işte o an, bir emre dönüşürler.\n\nOrtalama bir insan sadece sesleri duymaz, onlara itaat eder. Daha doğrusu, o bu seslerin ta kendisidir, çünkü emirlere boyun eğilerek gereği yerine getirilmeye başlamadan önce, ortada öyle bir \"kişi\" yoktur.\n\nHatta kişilik, tam da bu seslerin hayata geçirilme sürecinde, hırsızların bedenlenmesiyle ortaya çıkar.\n~~~\nMesele şu ki, ben herhangi birinin bu bodrum katına sızabilirdim ve o kişi bunu hiç fark etmeden, içindeki o hırsız toplantısında, çok yüksek olmayan ama son derece ikna edici bir tonda konuşabilirdim; öyle bir ses tonu ki, diğer tüm katılımcılar ânında râzı gelir, eşlik eder, ulur ve mırıldanmaya başlardı. \n\nSonuçta, o insan \"beni\" duymazdı, \"kendini\" duymuş olurdu!\n\nAsla benim emrime boyun eğmiş olmazdı; yalnızca, varlığının en derin çekirdeğinde birdenbire filizlenen o güçlü arzuyu, en doğal haliyle yerine getirmek için bir telaşla acele içindeydi.\n\nBu istek, kendi isteği olduğu için olup biteni sorgulamak aklının ucundan bile geçmezdi.\n\nBu istek nerden geldi?\nBu istek kime geldi?\n\nBunu ancak birkaç gönül ehli yapabilir; fakat çok şükür ki onlarla hemen hemen hiç işim olmadı, çünkü onların kalpleri bu dünyanın yollarından çok uzaklarda bir yerlerde dolaşır.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1898825988626071930","created_at":"Sun Mar 09 19:59:28 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1898825969797926912/pr/img/pWQlpcvRoAeAI7bf.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1898825969797926912/pr/vid/avc1/720x900/2TJRf2kwqc0KgINq.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"jade.svg"},{"id":202503081818,"full_text":"...\nEğer bir gün şu uyuşuk zihnini yeterince yavaşlatıp kendini olduğu gibi görebilirsen, — diye devam etti —\nAsıl şeyi anlayacaksın. \n\nDüşüncelerin, arzuların ve seni harekete geçiren dürtülerin aslında hiç de bile senin değil!\n\nOnlar sana tamamen belirsiz bir boşluktan, sanki hiç yoktan geliyormuş gibi ulaşıyor. \n\nBir sonraki saniyede ne isteyeceğini asla bilemezsin. \n\nBu süreçte sen, olsa olsa bir tanık gibisin. \n\nAma içindeki tanık o kadar aptal ki\nÂnında suçun bir parçası hâline geliyor, suçu üstleniyor ve tam anlamıyla bedelini ödüyor, tüm yükünü çekiyor.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1898438084988985734","created_at":"Sat Mar 08 18:18:05 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GlibYHhWEAAsSCj.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower (12).svg"},{"id":202503081230,"full_text":"...\n- Neee özgür irade mi? \nDiye alaycı bir şekilde güldü Ariel. \n\n– Bırakın canım şu saçmalığı. \nBu, Güneş'in evrenin merkezi olduğu düşüncesi kadar aptalca bir kilise dogması. \n\nKimsenin özgür iradesi filan yok, \nHem zaten bilim bunu sessizce ve fark ettirmeden kanıtladı.\n\n– Nasıl yani?\n– Öyle işte. \nGerçek bir insanın \n– mesela benim ya da şu dombilinin – \n\nKararlar veren, tercihleri olan bir kişiliği olduğunu mu sanıyorsunuz? \n\nGeçen yüzyılda böyle düşünüyorlardı...\n\nAslına bakarsanız, insan kararları beynin hiçbir bilimin ulaşamayacağı karanlık köşelerinde oluşuyor ve endüstriyel bir robotun mesafeleri ölçüp delik açması gibi mekanik ve bilinçsizce alınıyor.\n\n\"İnsan kişiliği\" denen şey ise bu kararların üzerine sadece \"onaylandı\" damgasını basıyor. Hem de istisnasız hepsine.\n\nHayat da gerçekten, nefes aldığımız sürece durmaksızın yazdığımız bir metne benziyor. Ariel’in dediği gibi, Turing makinesi miydi neydi o?\n\nBize bir şeyler yapıyoruz, kararlar alıyoruz, konuşuyoruz gibi geliyor ama aslında sadece bir daktilo, kağıdın üzerinde kayıyor; bir sembolü okuyor, bir başkasını yazıyor. \n\nİşte insan dediğin biyokimyasal muamma bu ya da bunun gibi bişî...\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1898350643732959490","created_at":"Sat Mar 08 12:30:37 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1898350062494699521/pr/img/QNCps0nNV3GiZtmh.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1898350062494699521/pr/vid/avc1/1280x720/8hnmDP5HM0XqcSbk.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"cherry-blossom.svg"},{"id":202503060649,"full_text":"°\nGün be gün, yarattığımız alışkanlıklarla, her gün yeniden gösterime giren dünya, kötülüklerle dolu. Ancak bu kısır döngüyü kıramıyoruz çünkü başka bir şeyi nasıl yaratabileceğimizi bilmiyoruz. \n\nSevgi tamamen farklı bir doğaya sahip ve işte tam da bu yüzden perdenin ardındaki hayatımızda çok az yer buluyor. \n\nDaha doğrusu, hayatımız tam da içinde aşk olmadığı için böyle kuru...\n\nVe insanların sevgi sandığı şey ise çoğu zaman bedensel cazibe ve ebeveynlik içgüdüsünün sosyal kibirle çarpılmış hâli olsa gerektir.\n\nEy Gök insanı,\nKuyruksuz bir maymun gibi olma\nKim olduğunu unutma\nDoğanı hatırla\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1897539949840490752","created_at":"Thu Mar 06 06:49:13 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GlVqh0DWgAEOZRB.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"floral-design.svg"},{"id":202502281621,"full_text":"...\nAnladım ki Tanrı, bin farklı gücün şekline büründü,\nBirbirine çarpıp beni var etti içindeki bu güçler —\nVe ben, tamamıyla Tanrı'dan yaratıldım,\nİçimde Tanrı’dan başka bir şey yok.\nEğer bu, olabilecek en yüce aşk değilse,\nO zaman aşk nedir ki?\nVe ben ona nasıl karşılık verebilirim ki?\nHem neyle?\n\nÇünkü anladım ki bir \"ben\" yok aslında,\nYalnızca ölçülemez bir sonsuzluk var,\nVe onun içinde en derin özüm, temel direğim —\nDonuk dünyanın geri kalanının üzerine sardığı şey. \n\nVe tüm bu vahşi karmaşa,\nÖmür boyu kendimize ve birbirimize dert yandığımız,\nYalnızca tek bir nedenle var:\n\nAkıl almaz, güpgüzel, şaşırtıcı, hiçbir şeye benzemez\n\"O-biricik-aşk\"\nSomutlaşabilsin \nYüz-göstersin diye.\n\n\"Kimdir onun öznesi ya kim nesnesi?\" \nBunu bile diyemeyeceğin bir aşk,\n\nÇünkü son-ucunu baş-ucunu izlemeye kalksan,\nAnlarsın ki ondan başka hiçbir şey yok,\n\nVe senle o, aynı şeysiniz.\n\nİşte bu, tarif edilemez olan,\nAklın tutarlı düşünme çabasını bile aşan —\nTanrı’nın ta kendisi.\n\nVe O dilediğinde,\nSeni bu büyülenmiş dünyadan alıp bu yüksekliğe çıkarır,\nHer şeyi net, açıkça ve şüphesiz görürsün,\nVe senle O, bir olursun.\n...\nBir-sin-iz\nBir-iz\nBir\n...\nTohum ve meyvenin\nAğaçta \nBir \nOlduğu gibi\n...\nŞimdi olduğu gibi\n[V. Pelevin neş'esiyle]\n\n","rest_id":"1895509561244807362","created_at":"Fri Feb 28 16:21:10 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1895509300023341060/pr/img/5H9LPMsiKIRcWoBW.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1895509300023341060/pr/vid/avc1/720x720/ehIdYu5D09--usmX.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower-bouquet.svg"},{"id":202502281147,"full_text":"[SONSUZ-A YEDİ NOT -1+1-]\n\nSHUNYAMURTI'den zuhûr eden\n\"Dönüşümsel Zorunluluk\" \nKendini Gerçekleştirme Yoluyla \nGezginin ve Gezegenin Kurtuluşu\nNamlı eserden iktibas\n \nİlk bölümden \"ölmeden önce ölmek\" zevkine kâni olduysak eğer...\n \nHaydi şimdi\nGeçelim sınırı birlikte\nGeçmez ânın özlemiyle\n\n~~~\nSonsuza \nYedi \nSon \nNot\n~~~\n\nRuhsal yolculuğunuzun neresinde olursanız olun ya da hangi şeytanları öldürmeye devam ederseniz edin, paha biçilemez değerde olduğu anlaşılan yedi tane zamansız tavsiye vardır. Bunlar çok eski zamanlardan beri tüm gerçek ruhani öğretmenler tarafından keşfedilmiş ve paylaşılmıştır. \n\nBunlar, zamanın başlangıcından beri tüm gerçek manevi rehberler tarafından keşfedilmiş ve o hâle gelenlerle paylaşılmıştır. \n\nBirincisi: \nKorkusuz ol \nKorkacak hiçbir şey yok çünkü sen ölümsüz, sonsuz, yok olmaz bir Varlık’sın. Sen şekilsiz zekâsın, Kozmos’u oluşturan yüce zekânın bir parçasısın. Bedensel araçtan kimlik ayrılığı eylemiyle korkusuzluk kolayca elde edilir. \n\nHer manevi gelenek tarafından sunulan ikinci öğüt: \nHuzur içinde ol \n\nHer şeyin daha yüksek bir planın parçası olduğuna ve mümkün olan en iyi nihai sonuca doğru ilerlediğine güven. Sonuçlara aldırmadan hareket et, yalnızca en iyiliksever niyetlerle, mevcut en becerikli araçlarla ve en tam ve şefkatli dikkatle. Sonucu Tanrı’nın ellerine bırak. Bu huzur ve dinginlik getirecektir. Geçmişi ve geleceği koşulsuz affedicilik ve güvenle kabul ettiğinde, dinginliğin tam ve mutlak olacaktır. \n\nÜçüncü öğüt: \nSevgi içinde ol \nHayatı sev, hayatın Yaratıcısı’nı daha çok sev, tüm bunların mucizesini fark et. Etrafındaki harikalar karşısında sürekli şaşkınlık içinde ol. Her çim yaprağı, her kuş şarkısı, her gün batımı Kozmik Varlık’ın bir tezahürüdür, İlahi Sevginin bir patlamasıdır. En itici insanlar ve durumlar bile sana temel dersler öğretmek, kendi bilinçdışı yansımalarını göstermek, daha büyük bilgelik ve manevi güç kazanman için seni motive etmek için buradadır. Sen hepsinin bir parçasısın ve başka bir açıdan, hepsi senin takdirin için burada. Gerçek’in harikalarını yaşa ve onların sevgiyle yaratıldığını ve sana sunulduğunu hisset. Sevgi hem enerjidir hem maddedir ve aşk önemli olan tek şeydir.\n\nDördüncü: \nIşık ol\nAslında sen dünyanın ışığısın. Bilincin ışıktır. Işığın başkalarını aydınlatır. Zihnini parlak tut. Işığı karanlık düşünceler veya duygularla gölgeleme. Olan her şeyin tanığı olarak kal, ayrık, ayırt edici, berrak ve parlak. Işık senin öz doğandır ve Evren’in doğası da öyledir. \n\nBeşinci, \nKaynağını sürekli hatırla \nVe doğal olarak arzudan uzak olacaksın. \nİhtiyacın olan her şeyin içinde olduğunu derinden hissedeceksin. Beden gerçekten acıktığında yiyecek ve doğru miktarda sağlıklı yiyecek seçecektir. Ancak aşırı yeme dürtüsü olmayacaktır. Ve eğer bir süre yiyecek olmazsa, beden buna acı çekmeden başa çıkacaktır. Herhangi bir maddeyi alma, herhangi bir aktiviteye katılma ya da uygun, doğal ve sağlıklı olmayan herhangi bir haz nesnesine sahip olma yönünde bağımlılıklar veya zorlamalar olmayacaktır. Açgözlülük kaybolacaktır. Cömertlik ortaya çıkacaktır. Tutkusuzluk sabit kalacaktır. En yüksek türden ilişkiler zahmetsizce çiçek açacaktır. Neşeli bir mizaç, iyileştirici kahkahalar ve derin manevi dostluk, varoluşun en büyük hazineleri olarak ortaya çıkacaktır. \n\nAltıncı, \nSessiz farkındalık ol\nKaynağımız olan merkezde kalarak gerçek güçlenmeyi elde edeceksin. Hem baştan çıkarmalar hem de korkular karşısında sarsılmadan kalma gücünü Ruh’tan alacaksın. Başkalarına iyileştirici enerji gücünü iletebileceksin. Başkalarının sığınabileceği bir güç aurası yayacaksın. Hayat misyonunu yerine getirme azmine sahip olacaksın. Zamanı geldiğinde, yaşadığın gibi neşeyle ölme gücüne sahip olacaksın. \n\nYedinci, \nYüce Benlik’e kusursuz teslimiyetle ol, madem boşluğa döneceksin şimdi boş ol: \n\nBen-merkezci kaygılardan ve dikkat dağıtıcı unsurlardan kendini boşalt. Zihni sıradan düşüncelerden boşalt. Kalbini sınırsız sevgiye aç. \n\nBoşluğun o kadar genişlesin ki tüm Evren’i kapsasın. Tanrı ile bir olduğunu fark et. \n\nMutlak olan Boşluk’ta, ezici Doluluk yeni dünyalar doğurur, eski olanlar ölür ve kaybolurken bile. \n\nMutlak, her olasılığı ve mutluluk varlıklarının her ihtimalini doğuran bereketli rahimdir. \n\nBu, geçiciliğin büyük lütfudur... \n\nSen hepsisin, var olan ve olacak olan her şeysin, \nSonu ve ikincisi olmayan açık, boş, hazır bir alan....\n\n~~~\nKorkusuz ol\nHuzur içinde ol\nZikrullah içinde ol\nSessiz farkındalık ol\nAşkla ol\nNur ol\nTeslim ol\nB-o-ş-o-l\n~~~","rest_id":"1895440806774759757","created_at":"Fri Feb 28 11:47:58 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1895438782008061952/pr/img/tmRq86MuKqdHdMNh.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1895438782008061952/pr/vid/avc1/720x720/dz7ZdeWuuYvDINeB.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"lavender (1).svg"},{"id":202502280912,"full_text":"[SONSUZ-A YEDİ NOT -1]\n\nHani biraz da meslek icabı, geleni gideni çeviriyoruz ya, tercümesi yeni tamam olan bir sayfa güzelini daha bırakalım şuracığa\n\n~~~\n...\nİnsanlar sık sık meditasyonun en iyi yolunun ne olduğunu sorar. \n\nElbette, birçok teknik vardır\n— nefes saymaktan bir mantranın sessizce tekrarlanmasına, bir mum alevine bakmaya kadar—\n\nAncak meditasyonun tek gerçek yolu ölmektir, ölmek... \n\nTabii ki burada biyolojik ölümden bahsedilmiyor, egonun ölümü, onun narsist ve geveze zihniyle birlikte. \n\nYaşarken ölmek, manevi dönüşümün evrensel yöntemidir. \n\nÖlmeyi öğrenme sanatı Sokrates gibi büyük bir bilge tarafından bile felsefenin özü olarak kabul edilirdi. \n\nEgo olarak ölmek, Shankara, Buda, Lao Tzu, İsa ve Muhammed gibi dünya maneviyatının büyük figürleri ve Meister Eckhart, İbnü’l Arabi, Rumi, Ramana Maharshi ve Dogen Zenji gibi çeşitli geleneklerdeki tanınmış bilgeler tarafından savunulan yöntemdir. \n\nBunun, gerçekten de evrensel tek din olduğu söylenebilir. \n\nEgoya ölmek ve kozmik Benlik olarak yeniden doğmak\n—tüm manevi yolları birleştiren tek başarı budur. Yaşarken ölmek—\n\nSanskritçede bu coşkulu Varlık hali için kullanılan terim \"Marjiva\"dır\n\nZihin artık şımarık maymun gibi ordan oraya seğirtmeyi bırakmış, geçmişten geleceğe, mutluluktan üzüntüye, sevgiden nefrete sıçramayı durdurmuştur. \n\nGüç mücadeleleri sona erer. \nZihinde artık hikâyeler oluşturulmaz. \nZihin basit, bilge bir mevcudiyete OLAN'a öldüğünde, hayat gerçekten, \"gerçek hayat\" âhiret hayatı başlar. \n\nBu saf Varlık haline nasıl ulaşılır? \n\nBilmem...\nBu kademeli ya da ani olabilir. \nAncak ani olduğunda bile, ruhun Kendini gerçekleştirme için olgunlaşması adına bir hazırlık dönemi olmuş olmalıdır\n\nYine de gerçekte, bu hal ne ulaşılır ne de inşa edilir, sadece fark edilir. \n\nSen zaten basit bir mevcudiyetsin. \n\nDüşünce ve duygu bulutlarının dağılması, bunu bilmen için yeterlidir. \n\nGerçek manevi uygulama, bu bulutları çözme sürecidir. \n\nBu yolda, ruhun olgunlaşması, ego yapısının derinleşmesi, dönüşmesi ve ışığa, sükûnete, basit mevcudiyette daha fazla zamana izin verecek şekilde azar azar değişmesi vardır. \n\nİçsel çalışma, enerjilerin yönlendirilmesi, ruhun doğuştan gelen potansiyellerinin olgunlaşması olarak da görülebilir. \n\nSavunma mekanizmalarının yeniden yapılandırılmasını içerir; saldırganlık, hareketsizlik, aldatma ve kaçınma gibi eğilimleri, hoşgörü, bilgelik, merhamet, cömertlik ve cesaret gibi asil niteliklerle değiştirir. \n\nBu özellikler Gerçek Benlik’e özgüdür, ancak sahte benliğin ölümüyle tam olarak ortaya çıkabilir. \n\nSahte benlik ikilikte yaşar. \n\nİçsel bölünmeler\n— iç çocuk ile süperego, iyi ile kötü, geçmiş ile gelecek arasında —\n\nEgo zihninin gerçekliği olduğu gibi algılamasını engeller. \n\nGeçmişten gelen ilişki modelleri şimdiye yansıtılır ve böylece geleceği geçmişin bir tekrarı haline getirir; \n\nDeğer sistemleri, yargılayıcı üstünlük elde etmek amacıyla kullanılır; \n\nDurumlar, mağduriyet senaryoları yaratmak için manipüle edilir, bunda öz-haklı öfke ve intikam haklı çıkarılır. \n\nBütün bunlar, egonun illüzyon varlığını sürdürmek için yapmaktan kaçınması gereken tek şeyi yapmamak için yapılır: \n\n\"Aşk olsun\"\n\nYaşarken ölmek, aşkta yaşamak demektir. \n\nKoşulsuz affetmek demektir. \nGeçmişi bırakmak demektir. \n\nZihin ve beden, düşünceler, sözler ve eylemlerle birlikte hem ruhun hem evrenin ardındaki, içindeki ve ötesindeki yaratıcı güç olan Her Şeyi Kapsayan Güce tamamen ve sonsuza dek teslim olmak demektir. \n\nBu güç, Her Şey, Boşluk ve Benlik olarak tezahür eder. \n\nKozmik bilinç, zihin ve maddenin yapıldığı titreşim enerjisi olarak hissedilebilir: \n\nFarkındalık, Aşk ve Işık\n\nBu yüce Işığa ölmek, zen sözündeki ışığa dayanamayan kelebekler gibi Alev’e uçmak... İşte bu, gerçekleştirebileceğimiz tek gerçek eylemdir. \n\nPerde-i 'ışkı aşk ile açanlar, \nOldular kurbân-ı aşk...\n\nEgo, \nSaf Aşkın Kurban Ateşi’nde \nYanıp kül olduğunda\nZaman sonsuzluğa dönüşür. \n\nBeden ve farkındalık işlev görmeye devam eder, ancak egosal bir faillik yanılsaması olmadan. \n\nTamamen mevcut, hafif yürekli, sevgi dolu, sezgisel, hayırsever, istikrarlı ve güvenilir bir sessiz zihin, artık ölmüş olan egonun uçarı kelebek zihninin yerini alır. \n\nHayat, açık bir lütf u kerem alanı haline gelir. \n\nBudizm’de buna \"Sukhavati\" mutluluk yeri, selamet yurdu denir. \n\nEgo öldüğünde, sıradan sanılan her an mucizevi hale gelir. \n\nKayıp ve kazanç, ezilen ve üstün arasındaki mücadelelerden kurtulmuş olarak, tüm olaylar nimetler olarak deneyimlenir. \n\nHepimiz bu mutluluk haline doğru yönlendiriliyoruz, ancak bazılarımız yalnızca dayanılmaz acılar sonucunda, tepinerek ve çığlık atarak oraya varacağız. \n\nAslında her gün hepimiz biraz ölürüz. \n\nDiğer egoların bize yaşattığı hayal kırıklıkları, sevdiklerimizin ihanetleri, bağlanma figürlerinin kayıpları, rol modellerin yozlaşması ve çöküşü, ortaklıkların dağılması, miras yüzünden patlak veren aile kavgaları ve diğer sorunlarla öldürülürüz.\n\nHer gün daha çok öğreniriz göğün nasıl karardığını,\nSavaş bulutlarının gölgesiyle, ölüm yığılır bir anıdan,\nUlusların kanı akar sessizce, çağlayan bir nehir,\nYaşamın narin ağı çözülür, doğa ağlar bir şehir.\nBuzullar erir sessiz gözyaşlarıyla, denizler yükselir,\nSarsıntılar iner yeryüzüne, fırtınalar kükreyerek gelir.\nTsunamiler toplanır ufukta, bombalar patlar bir şarkı gibi,\nMedeniyetimiz biter, biliriz, sonu gelir bu eski büyünün. \nDüşmeye mahkûmdur o, felaketler zinciriyle vurulmuş,\nKötüleşen bir destanla, kolektif ego tarafından kurulmuş.\nBilinçteki bu yetersiz düzen ölmelidir, yaşam soluk alsın,\nYeni bir uygarlık, Anka gibi küllerinden doğsun, ışık bulsun.\n\nBirlik ve ilahi aşkla yoğrulmuş bir topluluk,\nEgo’yu öldürmek hepimize farzdır, Tanrı’nın acil buyruğu. \nHer toprak, her zamanın peygamberleri haykırdı bu sözü,\n\nTarihin dar geçitlerinden, yankılanır bir özlem türküsü.\nŞimdi kıyametin vahiy anıdır, gölgeler iner usulca,\nAvunmayı bırakma vaktidir, aşkı kuşanma saati.\nYeryüzüne ne yaptığımızı düşünelim, ağır bir yeminle,\nŞifa başlasın, bilinçli bir ego ölümüyle, ilahi doğumla birlikte.\nHak erenler olmak için tüm dualar, niyazlarla,\nSonsuz bir sevgiyle dolsun kalbimiz, bu kutsal gerçekle.\n...\n\n~~~","rest_id":"1895401722664599818","created_at":"Fri Feb 28 09:12:40 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/Gk3RxTjXcAE_jCZ.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"lavender (2).svg"},{"id":202502250640,"full_text":"...\n~ Devr-i dâim ~\n...\nHer şey, sürekli olarak bir yolculuğa çıkmamızda yatıyor; bu yolculuk, daha yola çıkamadan bir göz kırpması önce bitiyor; olup bitene akıl sır ermiyor...\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1894276205479657815","created_at":"Tue Feb 25 06:40:15 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1894275078721773568/pr/img/RK7sIzUcWSi9uaW5.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1894275078721773568/pr/vid/avc1/720x900/ry5yw3gHLesI5rc_.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"branches.svg"},{"id":202502221831,"full_text":"...\nİnsanlık hâliyle\nÖfke ya acı hissettiğinizde \nBir sonraki cümlede \n\"Öfkeliyim\" dediğiniz anda \nKüçük-zavallı \"ben\" olarak sahneye çıkıyorsunuz! \n...\nSanki bu duygularla kapılmış, merkezde öylece duran biri varmış gibi geliyor size ve sonrasında bu hissiyatla tetiklenerek hareket eden, acı çeken de \"o\" sözde \"kimse\" oluyor.\n...\nSizin cehâletiniz, sadece bu hislere ve düşüncelere tepki vermek zorunda olmadığınızı bilmemek.\n..\nOysa uyaranla tetiklenen bu tepki, onların size geldiğini, dahası siz olduğunu, kabul etmenizle başlıyor.\n\nAma beyninizde çakan kimyasal kırbaç, sizin en yüksek efendiniz filan değil ki... \n\nSiz, sadece onun komuta etme hakkını asla sorgulamadınız, üzerinizde doğrudan söz sahibi sandınız.\n\nEğer onun darbelerini görmeyi öğrenirseniz, her kırbaç şaklatmasında sizi temsil edecek mikrofonu bu duyguya bırakmazsanız, üzerinizdeki gücünü derhâl kaybeder. \n\nVe bu darbeleri ancak tek bir açıdan net görebilirsiniz: \n\nOnları kişisel olarak algılayan \"kimse\" ortadan kaybolduğunda...\n\nEski bir Ork atasözü der ki: \n\n\"Da best place is where we ain’t\"\n\nNeresi daha iyi? \n(Sen-in ben-im) \nOlmadığımız yer\n\nBu ne anlama geliyor? \n\nKendiniz olarak görmeye alıştığınız yüksekçe bir tümsekten dünyaya baktığınız sürece, bunun için çok yüksek bir kira bedeli ödüyorsunuz.\n\nPeki karşılığında ne alıyorsunuz? \n\n\"Ben\" diye-bildiğiniz şeyin, \nGöz açıp kapayıncaya kadar geçen \nKabus dolu yolculuğunda \n\"Benliğini\" hangi belaların kovalayacağı, \nNerelere sürükleneceği hakkında \nHiçbir fikriniz yok...\n\nYok yere ölüp gidiyorsunuz...\nÜstelik hiç doğmamışken!\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1893367908857786579","created_at":"Sat Feb 22 18:31:01 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1893366713028096000/pr/img/QXwIN1Hak0Z63S1A.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1893366713028096000/pr/vid/avc1/640x360/C0sdFr13itnOkoHo.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower (8).svg"},{"id":202502211637,"full_text":"...\nSeni öyle çok seviyorum ki...\n\"Keşke senin sorunların bende olsaydı\" diye düşündüm. \n\nVe sonra hemen kendiminkileri hatırladım. \n\nAslında onları pek düşünmüyorum. \n\nSadece şunu biliyorum ki: \n\nOnlar bir yerlerde, o kara boşlukta saklı duruyor ve istediğim an geri dönebilirim onlara. \n\nBir kez daha emin olmak için, çözümlerinin olmadığını görmek için.\n\nAslında eğer sen de bu konuda biraz kafa yorarsan, çok ilginç sonuçlara varırsın. Diyelim ki onları çözdüm. \n\nSonra ne olacak?\n\nBasitçe ortadan kaybolacaklar yani, çoğunlukla depolandıkları o unutuluşa doğru sonsuza dek sürüklenip gidecekler. \n\nBunun tek bir pratik sonucu olacak: \n\nZihnim onları bu karanlık boşluktan çekip çıkarmayı bırakacak. \n\nÖyleyse, çözülemeyen sorunlarımın tek varlığı, benim onlar hakkında düşünmemden ibaret değil mi? \n\nVe onları her hatırladığım anda, onları yeniden yaratmıyor muyum?\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1892977051906580929","created_at":"Fri Feb 21 16:37:53 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1892977024412622848/pr/img/Rf04SyjQhoKmwytu.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1892977024412622848/pr/vid/avc1/364x640/8Nd1V6fji_-S0tEa.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flowers (3).svg"},{"id":202502211546,"full_text":"...\nBütün teoriler bana eşit derecede yakın ya uzaktır çünkü hepsi -istisnasız- zihnin, boşluktaki hareketleridir. \n\nBu zihnin hangi yöne, hangi açıyla salındığı umurumda bile değil çünkü bütün hareketleri aynı niteliktedir; her zaman başladıkları yerde biterler ve geride hiçbir iz bırakmazlar. \n\nÜstelik bu zihnin kendisi de yanıltıcıdır, çünkü \"zihni sinir\" sadece dilsel olarak şartlandırılmış temsilî bir gösterimdir ve bilincin diğer tüm hayâletleriyle aynı doğaya sahiptir; gü-ve-nil-mez!\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1892964201020461497","created_at":"Fri Feb 21 15:46:49 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1892964155893686272/pr/img/lrnlgejlUwJr8R9P.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1892964155893686272/pr/vid/avc1/720x900/hG_7MRumhyniumS9.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower (13).svg"},{"id":202502191710,"full_text":"...\nDüşünceden öncesi BİR DURUM\nHer düşünce, daha önce var olmadığı gerçeğiyle başlar. \n...\nHer düşünce, artık var olmadığı gerçeğiyle sona erer. \nDüşünceden sonrası BİR DURUM\n...\nBu iki kutup arasında ne mi bulunur?\nTüm var-oluşumuz\n...\nÇünkü ruhun yaşadığını hissedişi bile basitçe bir düşünceler silsilesidir. \n\nHatta bizim hayatta olduğumuz gerçeği, canlılığımız bile bir düşüncedir.\n\nDüşüncenin nasıl ortaya çıktığını ve hareketinin nerede başladığını tam olarak göremeyiz. \n\nKimse bir rüyanın başını, kesin detaylarla hatırlamaz değil mi?\n\nKendimizi ona kaptırdığımızı bilmeyiz ve onu yalnızca nâdiren ve tesadüfen fark ederiz, özellikle de özel bir çaba sarf etmezsek... \n\nBunun nedeni, düşüncenin bize asla kendisi olarak görünmemesi ama her seferinde bizmişiz gibi davranmasıdır.\n\nZihnin işleyişini anlamadığımızda bir düşünceyi düşünmeyiz ama onunla özdeşleşir ve ona dönüşürüz. \n\nDüşünceler, bizim yüzümüzün buruşması gibidir, bu yüzden onları fark etmek, ayna olmadan yüzümüzü görmek kadar zordur.\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1892260544226480440","created_at":"Wed Feb 19 17:10:44 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GkKoMDMXsAACELm.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flowers (1).svg"},{"id":202502190715,"full_text":"...\nHâlâ anlamadın mı gerçekten?\nBak bir daha okuyorum:\n...\nÖnce\nSöz\nVardı\n...\nSonra\nTanrı \n\"Işık Olsun\"\nDedi\n...\nGözünü açtı\n...\n..\n.\n\n\"Tanrı\" \n Tanrı'yı yaratan bir kelimedir.\n\nİnsanların Tanrı dediği şey, \n\"BİR-i\"nin zihninde, \nTıpkı \"tuğla\" kelimesi duyulduğuna\nTuğla imgesinin ortaya çıkması gibi belirir. \n\nAradaki fark, tuğlanın bir şekli olması, Tanrı'nın ise olmamasıdır. \n\nAncak \"Tanrı\" dediğimizde, sizde şekilsiz bir şeyin görüntüsü belirir.\n\nİşte Tanrı'yı koşullu olarak görünür kılan\nTanrı zihninin\n(Akl-ı küll)\n İnsan imkânında açılan bu özelliğidir.\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1892110854717329515","created_at":"Wed Feb 19 07:15:56 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1892109990015451136/pr/img/SC2LH8yh3Pa-z9jF.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1892109990015451136/pr/vid/avc1/720x720/IYuAmWPWLVVF72fr.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"peach.svg"},{"id":202502181917,"full_text":"...\nTanrı her şeye kâdirdir. \nSeninle, sen olarak dilediği her şeyi yapar. \n\nDahası, seni tam da takdir edilene rızan veya itirazınla şekillendirir.\n\nAncak ona çok zekice bir şekilde, kendi zekasındaki sürpriz-bozanlarla karşılık verebilirsin.\n\nOnunla mücadele etme. \nSadece kendin sandığın şeyin \nNasıl da ortaya çıkıp kaybolduğunu izle: \n– Ve olanı biteni her şeyi, her şey olarak Taşıyan'a bırak.-\n\nGösteriden sessizce çık, kapıyı çarpmadan, kimsenin ayağına basmadan. \n\nÖyle ki kimse, senin oradan ayrıldığını bile anlamasın...\n\nBunun için hayattan vazgeçmek filan gerekmez. \nHiçbir şey yapmana veya yapmamana gerek yok. \n\nSadece olanın olmasına güzel güzel izin ver. \nHoş, iznin olmasa da olacaktır zaten.\n\nAma hey sen kontrol manyağı, \nNedense her saniye hayâlî dizginleri çekiyor ve sarhoş bir arabacı gibi başını çevirip kara göklere bağırıyorsun: \n\"Dur! Stop!\"\n\nSanki bir şey yapabilirmişsin gibi... \nSanki gerçekten varmışsın gibi...\n\nSadece Tanrı var, sadece kaynak var, sadece bu çorbayı kaynatan, bu karmaşayı yaratan güç var. \n...\nO hâlde bırak bu karmaşayı kendisi toplasın, kendi kendini çözsün ve kendi yükünü kendi taşısın.\n[V. Pelevin'den]\n","rest_id":"1891930144769786072","created_at":"Tue Feb 18 19:17:51 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1891929806163382273/pr/img/9k2R_zz7_EERUDm6.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1891929806163382273/pr/vid/avc1/720x720/xY9-J51nNpmhhN0v.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower (3).svg"},{"id":202502180928,"full_text":"...\nAkışkanın akışı ne bana ne de başka bir insana bağlı değildi. \n\nAkışkan yalnızca kendine boyun eğiyordu, kulluğun ince ayarını böyle belli ediyordu.\n\nKendi içinde bir anlam taşıyor, kendine özgü bir yasaya sahipti ve bu yasa onun akışını doğal bir şekilde yönlendiriyordu. \n\nAncak, paradoksal bir şekilde, akışkanı yönetmenin latîf bir yolu vardı. \n\nEvet bunu yapmak pekâlâ mümkündü... \n\n– Buradaki benzetmem biraz zorlama olacak ama aklıma daha iyisi gelmiyor – \n\nTıpkı onun aktığı yatağın eğimini değiştiriyormuş gibi... \n\nParadoks şu ki, akışın yönünü, hiçbir irade çabasıyla değiştiremezsiniz. Ancak bir dere yatağının eğimini, sayısız şekilde değiştirebilirsiniz çünkü her yatak aslında bir illüzyon ve bir serap sahnesidir. \n\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1891781790324404681","created_at":"Tue Feb 18 09:28:21 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1891780779794976768/pr/img/zzEA9sJAr6Yi6F3h.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1891780779794976768/pr/vid/avc1/720x1280/qjoiuf3oo_E_aS8-.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"golden-pothos.svg"},{"id":202502141555,"full_text":"...\nBiz nano-robotlar işte böyle böyle yozlaşıyoruz. Yalanları ve sahtelikleri çoğaltıyoruz. Bulunduğumuz oda ortalamasına göre alçaklık emiyoruz, onunla doluyoruz. \n\n- Güvenilecek insan da kalmadı\n- Neden?\n- İnsan da aynı sinir ağıdır, sadece biyolojik bir taşıyıcı üzerinde...\n- Peki o zaman ne yapacağız? \n- Sürekli bir çaba göstermelisin. Her zaman ve her şeyde. Sen seçimlerini belirlersin, seçimlerin de yarınlarını...\n\nSen var ya sen, kendi kaynağınsın\nVe kaynak ise her zaman temiz-boş kalmalı!\n[V. Pelevin'den]\n","rest_id":"1890429624221380856","created_at":"Fri Feb 14 15:55:19 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GjwnVZIWQAAIvf1.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower.svg"},{"id":202502121838,"full_text":"...\nZihinle varılan hiçbir makamda mutluluk yoktur. \n\nMutluluk\nDaima \nYakınlarda \nEn yakınlardadır\n\nFakat zihin sürekli duruş değiştirdiği için, mutluluk bizden kaçıyormuş gibi hissetmeye başlarız.\n\nAz kaldı onu yakalayacağımızı düşünürüz. \n\nVe sonra bir anı ıskaladığımıza, geride kaldığımıza ve artık şansımızı kaybettiğimize hükmederiz...\n\n- İkincisi özellikle acı vericidir\n\n- Ancak tüm insani acılar gibi bu da seraplara duyulan hayali bir özlemdir. \n\nKaçırılan şey, hiç yakınlarda bile olmadı, hiçbir yerde de yoktu asla!\n\nBizler, çok eski zamanlardan beri birbirini takip eden bir dizi zihinsel duruşun solmakta olan anılarıyız sadece.\n\nBu kadim komedinin - ya da daha doğrusu durum trajedisinin - tek anlamı, her bir duruşun yapıldığı tatminsizlikten kaçıştır.\n\nKendi kendini açığa çıkaran bu yay, kaçılan şeyin tam da kaçılmak istenen şey olduğunu ve bunun sonucunda bulunacak olan şeyin de o olduğunu fark etmez. \n\nBu cehalet insanın köküdür ve tarihin sonsuz itici gücüdür....\n\nAncak yaşamımız boyunca zihnin duruşunu dahası zihinle ilişkimizi değiştirmezsek, elimizde kalan tek şey, koruduğumuz o form haline gelmek olur. \n\nGidecek hiçbir yerimiz kalmayacak...\n\n[V. Pelevin'den]\n","rest_id":"1889745996474716494","created_at":"Wed Feb 12 18:38:49 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/Gjm5jbxXwAE7Hbd.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flowers (3).svg"},{"id":202502121553,"full_text":"...\nEğer içimde bir vâiz yeteneği hissetseydim ve insanları kötü bir dünyadan iyi bir dünyaya geçmeye ikna edebileceğime inansaydım, ilkin bir kamuflaj maskesi takardım (yoksa kimse dinlemezdi beni), bir zırhlı personel taşıyıcısının üzerine çıkar ve şöyle bir şeyler çağırırdım:\n\n– Ey insan! \n\nEtrafındaki şeyler hoşuna gitmiyor mu? \n\nNormal insanların arasında normal normal mi yaşamak istiyorsun?\n\nBaşkalarında görmek istediğin gibi ol. \n\nAllaaseven sâdece beş dakika numara yapma, kurnazlık etme, gerçekten öyle ol. \n\nDünyanın sizi takip etmekten başka seçeneği kalmayacaktır.\n\nVarsa bir sihir işte budur.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1889704489877189067","created_at":"Wed Feb 12 15:53:54 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GjmUN_TWUAIHlK7.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"peach.svg"},{"id":202502071225,"full_text":"...\nBizler, bilinçli ipliklerin iç içe geçmesinden doğarız. \n\nVe onları çektiğimizde...\n\nHatta zihinsel olarak bile er ya da geç bize bir cevap dalgası geri döner. \n\nEğer beden mezarda çürürse, dalga yine de geri dönecektir, çünkü \"biz\" hiçbir zaman Tanrı denen tek bir zihinden ayrı var olmadık. \n\nVe geriye dönen bu cevap dalgaları, kendi alıcısını kendileri yaratacaktır. \n[V. Pelevin'den]\n \n","rest_id":"1887840198043599268","created_at":"Fri Feb 07 12:25:52 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1887839929331236864/pr/img/w4cTqCOO5aqo96HE.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1887839929331236864/pr/vid/avc1/720x1280/mwhZBpLXOYpwa-yo.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"golden-pothos.svg"},{"id":202502070808,"full_text":"[C*Z*B* KUŞU]\n...\nDoğumdan ölüme, sahneden çekilinceye kadar insan, kafasında türlü hayâlî yırtıcı kuşlar yetiştirir durur...\n\nVe hangisinin sert gagasıyla daha acımasızca saldıracağını ve bütün bunların arasında nasıl selâmetle yaşayacağını düşünmekle meşgul olur. \n\nÜstelik, insanın kendisi de tam olarak böyle bir kuştur. \n\nBu hayâl-etler sadece bilincimizde bir anlığına belirir ve onların neyden yapıldığı sorusuna cevap vermek mümkün değildir çünkü onlar hayâl gücünden başka hiçbir yerde yoktur. \n\nOnlar, zihnimizin bilişsel çabasından, geçmiş deneyimlerden ve türlü kavramlardan yapılmıştır. \n\nDin-darların \"Arş\" biraz açılanların \"Boşluk\" diye-bildiği şey de budur. \n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1887775383203795279","created_at":"Fri Feb 07 08:08:19 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1887774168206163968/pr/img/pUlqeNQiMShSVaCn.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1887774168206163968/pr/vid/avc1/720x1280/oRORyvoOE3MdqNLX.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flowers (4).svg"},{"id":202502051326,"full_text":"...\n– Oturun, \n\nDedi Ariel kayıtsızca. \n\n– Nasıl buldunuz? \n\nBir yaratıcıyla sohbet etmek için uygun bir mekân mı?\n\nT. masaya oturdu.\n\n– Söyleyin bana, bu salon kapı kilitliyken var mıydı? \n\ndiye sordu. \n\n– Yani şu portre, masadaki silahlar, tüm bu düzen?\n\n– Zor bir soru, \n\ndiye sırıttı Ariel. \n\n– Hem evet, hem hayır.\n\n– Nasıl yani?\n\n– Sizin dünyanız benim dikkatimin enerjisiyle yaratılıyor. Bir detaya ilgi gösteriyorum ve o detay ortaya çıkıyor. Bu yüzden, biz buluşmadan önce bu oda yoktu diyebiliriz. Öte yandan, onu oluşturan tüm unsurlar zaten benim ilahi zihnimde mevcuttu. Bu yüzden, bir anlamda, bu oda zaten o zamanlar da var sayılır.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1887130576370458707","created_at":"Wed Feb 05 13:26:05 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GjBvQFZXAAAvsS0.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"ginger-lily.svg"},{"id":202502011255,"full_text":"[DÜŞ-PEŞ-İ-ME]\n\n- Af edersiniz amiral... Bunu daha önce gördüm.\n\n- Tabii ki. Yapay zekan olan sinir ağı seni yeni bir göreve hazırlıyordu. \n\nAnne Lucilia koordinatları bir hafta önce gönderdi.\n\n- Peki, Roma'da işkence ettiğim Hristiyan kız kardeşler ne olacak?\n\n- Muhtemelen bu, senin hafızanın yapay zeka tarafından optimize edilmesiydi.\n\n- Öyleyse onlara arenada işkence ettim mi etmedim mi?\n\n- Söylemesi zor\n\nDedi Lomas. \n\nYapay sinir ağı senin için böyle bir rehabilitasyon rotası seçti ve şimdi bu senin öznel geçmişin. \n\nParadoks dersinde hani...\n\nSebebin nasıl olup da sonuçtan önce gelebileceğini soruyordun ya\n\nİşte sana taze bir örnek.\n\nGerçek şu ki, beyin için sebep ve sonuç sadece anılardır. \n\nVe anıların sırası özneldir.\n\nÖnce hangisini hatırlarsan, o önce olur.\n\nYANİ HAFIZA ŞU ANDA OLUŞTURULUR VE SEN ONU, YOLCULUK DENEYİMİN İÇİN EN ANLAMLI OLACAĞINI DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ YERE YERLEŞTİRİYORSUN!\n\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1885673407540318394","created_at":"Sat Feb 01 12:55:49 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1885671971549011968/pr/img/P3FrrIn0qkQZ1gKF.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1885671971549011968/pr/vid/avc1/1280x720/4ackUkmXQjBkbrcW.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower (7).svg"},{"id":202502011028,"full_text":"...\nHer şey her an değişiyor ve her an dünya, bir saniye öncekinden veya sonrakinden farklı koşulların toplamını temsil ediyor. \n\nİlişki kurduğumuz insanlar da sürekli değişiyor ve zihinlerinin o anki kesitine hangi düşüncelerin düştüğüne, \"nasıl estiğine\" bağlı olarak farklı davranıyorlar. \n\nBu yüzden, dünyayla buluşmamızın zamanını ve mekânını seçerken, tamamen gerçek bir büyüyle uğraşıyoruz, belki de mümkün olan tek büyüyle çünkü her seferinde tam olarak hangi dünyaya adım atacağımıza karar veriyoruz. \n\nBir dünyada pencereden düşen bir begonya saksısı veya köşeden hızla çıkan bir kamyon bizi beklerken, başka bir dünyada bir Yabancı'nın şefkatli gülümsemesi veya kaldırım kenarında kalın bir cüzdan bizi karşılayabilir... \n\nVe bunların hepsi aynı sokaklarda olur. \n\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1885636228361453583","created_at":"Sat Feb 01 10:28:04 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GisgIJZWgAANCdF.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower (9).svg"},{"id":202501291128,"full_text":"...\nKi beni bugün bile şaşırtan şey şu:\n\nİki beyin kasasında aynı rafta duran iki serebral konteyner:\nİKİ BİLİNÇ\nAma biri cehennemde\nDiğeri cennette.\n\n- Neden şaşırdın yani bu ne niçin bu kadar çarpıcı geldi sana?\n\nÇünkü cennet ve cehennem dışarda iki mekan olmaktan çok, beynin, kablolardan gelen sinyallerden ürettiği şeyler. \n\n- Öyleyse beyin, neden dürtü olarak okuduğu her sinyal dizisinden, kendisi için sürekli cennet yaratmayı öğrenemiyor? \n\nBöyle bir şey bizim yararımıza değil mi? \n\nVe bu sadece sinyalin içsel olarak yeniden kodlanması meselesi...\n\nAma beyin böyle bir şey yapmıyor! \nPek çok kişiye göre, bu, kadınların rahim sandığının kapılarını, bizi, bu karanlığa mutlu olmamız için değil de başka bir sebeple dünyaya açtığını gösteriyor. \n\nAksi takdirde insanlık, koşullara bakmaksızın mutluluğa ulaşmayı çoktaaan öğrenmiş olurdu.\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1884564198195122443","created_at":"Wed Jan 29 11:28:13 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1884564037645512705/pr/img/GhmOIxdYEKi7uxP6.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1884564037645512705/pr/vid/avc1/500x624/A9obYSTtFz8bqzPI.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower (3).svg"},{"id":202501231757,"full_text":"...\nTarih boyunca \nTürlü coğrafyalarda\nHakikatin hep en yeni güncel versiyonu çıkmıştır\n\nÇıkmasa da îcâd etmek gerekirdi,\nYeni sembollerle yeniden paketlenmiş olarak...\n\nBunlar arasında ortak olan tek şey, bunların hiç-yoktan ortaya çıkmaları ve hiçbir iz bırakmadan yok olmalarıdır. \n\nKeşfedilen her şey, kendinden çok önce üretilmiştir. Özellikle de sözde \"üretilmemişlik\".\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1882487833065054431","created_at":"Thu Jan 23 17:57:28 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1882487699048747008/pr/img/BQlIYu_p99GFWy-n.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1882487699048747008/pr/vid/avc1/1080x1470/Xq7XwNt31m6HYmDb.mp4?tag=14","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"floral-design (1).svg"},{"id":202501221440,"full_text":"•\nBazı manevî uygulamaların son-ucunda\nKişilk-ego-nefsin gelecekte bir gün yok olacağını düşünmek, ona şimdi kalıcı bir gerçeklik atfetmek anlamına gelir. \n\nOysa kişilik aslında arzu ve korku duyduğunuzda, her seferinde yüzünüzü ekşittiğiniz ya gülümsediğinizde ortaya çıkan sâdece bir yan etkidir. \n\nKendi yansımalarınız üzerine düşünmeyi bıraktığınız anda yok olur. \n\nBir nev'i koltuk altı kokusu gibidir...\n\nKendinizi temizlemeye zaman ayırdığınız her seferinde kaybolur, kutsal temizlik yolculuğuna başladıktan yıllar yıllar sonra değil.\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1882075903187878262","created_at":"Wed Jan 22 14:40:37 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/Gh56AL6XsAA85YX.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower-bouquet.svg"},{"id":202501171852,"full_text":"•\nBir-Tanrı,\nSeni-beni-bunu-şunu, kendisinden ayrı bir şey olarak yaratmaz asla. Ayrı kıyafetlerle sahneye çıkan aynı oyuncu gibi, sırayla rolümüzü canlı canlı oynuyor. \n\nYaygın olarak \"kişi\" olarak adlandırılan şey, çıkarmayı ölüme ertelediğimiz, bir sahne kostümünden başka bir şey değildir.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1880327268825985161","created_at":"Fri Jan 17 18:52:10 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GhhDrw6XAAAm-Sd.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"grass.svg"},{"id":202501061131,"full_text":"•\nMaddi Evren'in gelecekteki durumu şu anla belirlenir ve beyin sadece maddi bir nesnedir o da aynı havayla var görünmektedir.\n\n\"Ben ve benim düşüncelerim\" esintisiyle dolup taşan diğer tüm maddi neyseneler, sadece çok uzak geçmişte meydana gelen olayların doğal bir sonucuyuz.\n\nÖzgür irade mi?\nO dediğin aslında sadece cehâletin eş anlamlısıdır ve henüz kimsecikler, zihnimizde gerçekleşecek önceden belirlenmiş olayları ve onların etkilerini hesaplayabilecek kuantum bir bilgisayar inşa edemediği için bu böyledir.\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1876230164759060846","created_at":"Mon Jan 06 11:31:44 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/Ggm1ZCtWEAAazQR.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"rose (1).svg"},{"id":202501030730,"full_text":"Hiç yazılmamış şiirler vardır, \nSâkin bir günde\nGök-yazısı gibi zihinde süzülürler: \n\nGüneş göz kırpar\nVe ilk söz yavaşça batıya doğru kayar\nSon harfleri dilde erimeye başlar\n\nGeriye kalan şey \nBasîretin saf mavisi\nNe bir bulut\nNe bir yaşanmışlık tesellisi\n[A. Kadrî]\n\n- İkinci-alaca-karanlık-\nDerinleşerek uykuya döndü\nRüyaya dalan gece:\nArınma ve unutulma\nSaf kayıtsız\n\n- İlk-alaca-karanlık-\nŞafak olan sabah\nSabah olan gün\nGün \nUğurlayıp sabahı\nDoludizgin koştu yorgun akşama\nBir bir harcanmış akşam olacak \nBir nice gün\n\n- İkinci-alaca-karanlık-\nZamanın bir diğer alışkanlığı: \nGece\nVakit, geceyi mi giyindi ne?\nArınma ve unutulma\nSaf kayıtsız\n\n-İlk-alaca-kar-anlık-\nSeher vakti\nSinsi şafakta\nYunanın tedirginliği:\nHerakletios'un nehri\n-İki değil- zevki\n\nBu nasıl bir kurmacadır?\nOlacak olanın \nOlmakta olanın \nHem olmuş olanın\nBirbirine bağlandığı o ip nedir?\n\nBu nasıl bir ırmaktır?\nCennet dereleri bile içinden akmaktadır\n\nKaynağı akıl almaz bu ırmak nerededir?\nHangi ırmak aparır efsaneleri ve kılıçları?\n\nArtık uyusam de nâfile...\n\nRüyada, çölde ve bir mahzende akar\nIrmak beni kapar\n\nDeğil mi ki taşınıyorum\nİşte şimdi o ırmak oluyorum\n\nMaddeme pek değer vermiyorum\nLetâfetten yoğrulmuşum\nÂnın örtülü karanlığından\nGizemli zamandan\n\nBahar içimdedir benim\nKim bilir belki de bendedir suyun kaynağı \nBelki de ölümlü ve asılsız zaman\nDoğar hep, benim karanlığımdan\n\nGölgemden \nÇıkar\nHayali\nGünlerin\n\n[Z'nin Borges zevkiyle]\n\nFilm Yakıcılar öğretisine göre, dış dünya iç dünyanın bir yansımasıdır ve bu dünyayı yaratan projektör, Manitu'nun elinde değil, insanın kendi içinde, mağaranın en kuytu yerinde, incir çekirdeğindeki ışık patladığındadır. Bu projektörün ışığı, herkeste bir olan Manitu'nun ışığıdır. Ancak, bu ışığın geçtiği \"film\" her insanda farklıdır ve herkes kendi yanılsamalı dünyasında, yalnızlıktan muzdarip yaşar. Bu zevkin biricik manevi görevi, bu \"filmi\" bulup yakmaktır.\n[V. Pelevin'den]","rest_id":"1875082400620798036","created_at":"Fri Jan 03 07:30:56 +0000 2025","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GgWee0fWAAAQwMG.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flowers (5).svg"},{"id":202412131307,"full_text":"...\nŞâyet bâtında ulvî ve mahfî, yüksek ve gizli olan aşkın manânın, senin \"ben\"inin karanlık mahzenlerine girmesini, okyanusun damlaya sığmasını istiyorsan...\n\nİlkin bir öz sevgi ile kendini sevmeli sonra da yüzeyde dalga formunda görünen kendi şahsında, merkez kaynaktaki zatın için haşmet ve hayretle saygı beslemeli ve bilinmeyen önünde sessiz bir eğilmeyle boyun eğmelisin \n-Rükû-\n\nOrada kalmayın dalganın varlığından geçerek\nOkyanusu kabul etmelisin\n-Secde-\n\nBu eğilmelerin, kimselerin bu nevi ibadetlere ihtiyacı olduğunda filan değil...\n\nBurada fiziksel etki gibi basit bir akış iş başında: \n\nAkciğerlerin temiz hava çekebilmesi için içlerinde bir vakum yaratılması gerekir\n- bu yüzden veriyoruz\n\nAğzına kadar dolu bir bardağı dolduramazsınız değil mi? Boş olması gerekir. \n\nYerde açık-boş-hazır olana \nGökte âlemler eğilir.\n\nHer an her şey olmaya hazır\nGizli Hazine\n\"El-fakru fahrî\"\nYokluğum iftiharımdır\nZikrindeki bir aynaya açılır\nÂkıbet ondan saçılır\n...\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1867556939657318793","created_at":"Fri Dec 13 13:07:26 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GerjPQZWcAAvapS.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"lavender (4).svg"},{"id":202412080603,"full_text":"İnsan beyni çok karmaşık bir yapıdır, evlat. Farklı katlarda bir sürü anlaşılmaz şeyin gerçekleştiği devasa bir makam. Bu makamı, istediğin kadar kandırabilirsin, ama ona kandırıldığını fark ettirmemelisin.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1865638317091409939","media":{"sira_no":1115,"parca_adi":"Güzel âşık","seslendiren":"A. Kadrî","url":"https://www.mediafire.com/file/hxk5kdo5j4k1e0q/demedimm_kadri.mp3","share":"https://benolanben.com/dinle/baska&1115"},"created_at":"Sun Dec 08 06:03:31 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GeQTadsXUAEiAZW.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"ginger-lily.svg"},{"id":202412010700,"full_text":"Hak yolun harâmîlerinin, türlü dolandırıcıların ışığa giden en kısa yolun...\n\nSâdece kendi dükkanlarından geçtiği ve hiçbir durumda komşularının dükkanından geçmediğine dair verdikleri güvence...\n\nHayatlarını kazandıkları kirli bir ticaretten ibârettir. \n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1863115939425697971","created_at":"Sun Dec 01 07:00:29 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GdseEagW0AALL7C.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"sakura (3).svg"},{"id":202411181640,"full_text":"İnsan, kökü Allah'a dayanan bir bitki gibidir. \nKökümüze döndüğümüzde kaynağı görüyoruz. \nMeyveye durduğumuzda, kişisel konularda çiçek açmak, koklamak ve arı çekmek için onu tamamen unutuyoruz.\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1858550812492075486","created_at":"Mon Nov 18 16:40:18 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/Gcrj0jWWoAsFFoT.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"cherry-blossom (2).svg"},{"id":202411160857,"full_text":"\"İçsel dinginlik, gürültüyü kendi içinizde sulamayı bıraktığınız anda yayılmaya başlar ve bütün soruların sahibini yutar\" diye yanıtladı cânım efendim, ardı arkası kesilmeyen sorularımdan birini...\n\nAntik çağ büyücülerinin, uğruna çabaladıkları şey, bu bireysel durgunluk eşiğine ulaşmanın nihai, dramatik finali ve son-ucuydu. \n\nÖzellikle yetenekli bazı sihirbazlar, arzulanan hedefe ulaşmak için yalnızca birkaç dakikalık hareketsizliğe ihtiyaç duyarlar. \n\nDaha az yetenekli olan diğerleri ise arzu edilen sonuca ulaşmak için çok daha uzun bir sessizlik süresine ihtiyaç duyarlar. \n\nArzu edilen sonuç, sihirbazların dünyanın durması olarak adlandırdıkları şeydir; etraftaki her şeyin, her zaman göründüğü gibi olmaktan çıktığı o bir an...\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1857709535986585808","created_at":"Sat Nov 16 08:57:22 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/Gcfo9tPWAAAkT70.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"cherry-blossom (1).svg"},{"id":202411091315,"full_text":"Bizler \nSen-ben-o\nGörünmez sicimlerin içiçe geçmesiyle,\nBilinçli ışıktan iplerin örgüsünden doğarız\n\nNÛR üstüne NÛR olarak var görünen canlılarız\n\nVe bu ipler, bizim elimizle çekildiğinde -zihinsel olarak bile- er ya da geç bir cevap dalgası geri döner bize.\n\nBir dağa benzerse insan\nAks-ı sâdâ duyacaksın\n \nBir süreliğine kullandığımız beden mezarda çürüse bile, dalga yine de geri dönecektir çünkü \"biz\" Tanrı denen tek zihinden ayrı olarak asla var olmadık. \n\nBu karşılıklı dalgalar illâ kendi alıcılarını kendileri yaratacaktır. \n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1855237882551677299","created_at":"Sat Nov 09 13:15:54 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1855237057880133633/pr/img/u-dtu6ops4h6_qa8.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1855237057880133633/pr/vid/avc1/576x1024/HyxhC0TeZvTvAekA.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"rose (3).svg"},{"id":202410290915,"full_text":"Yeni bir manzaranın anlık görünümü: \nO neyse odur ve siz ona öylece inanırsınız,\nOlduğu gibi bütünüyle... \n\nMaalesef sâdece üzerine kelimeleri yapıştırmaya başlamadan önceki birkaç saniye boyunca.\n\nSaf, bozulmamış algının o geçici anı! \n\nZihin etiketleme, kategorize etme ve genel olarak kelimelerle tarif derdiyle işleri bozma, akıştan bir an alıp uygun paketlerde dondurup saklama işine girişmeden hemen önce...\n\nBirisi çıkıp:\n\"İşte açıkça modern yaşamın varoluşsal korkusunun bir metaforu\" demeden önce soyut bir sanat eserinin tadını çıkarmak gibi.\n\nO değerli saniyelerde, sadece bir manzaraya bakmıyorsunuz; evreni en ham haliyle deneyimliyorsunuz. \n\nSonra, ne yazık ki, kelimeler geliyor ve \"Ahanda burası piknik yapmak için güzel bir yer gibi görünüyor,\" veya daha kötüsü, \"Bunu Instagram'a koymalıyım\" \"Görülmezsem yok sayılırım\" diye düşünmeye, sizi yutan balığın karnına geri dönüyorsunuz.\n\nTanrı kendisi hakkında şöyle der:\n\"Ben var olanım\"\n\"Olduğunda bir anlığına öyle görünen\" \n\nBu en bilge büyü sadece \"öyle söylendiği esnâda\" geçerlidir demek gibidir – çünkü söylendiği anda Tanrı o sözün söylenişindedir, söyleyenden sözden bağımsız olarak öyle söyleyiş..\n\nBu yüzden hermitlerin dediği gibi \"Tanrı'nın sakalından tutmak imkansızdır\"\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1851191181113245976","created_at":"Tue Oct 29 09:15:45 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1851190348170616832/pr/img/DfqKBz31i-FnVqG0.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1851190348170616832/pr/vid/avc1/500x800/RIbexLVAwk6_h_2E.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flowers (5).svg"},{"id":202410270952,"full_text":"- Hangi sapak çıkmaz sokak değil ki?\n\nHayat ağacının her bir dalı, bir çıkmaz sokağa çıkar. \n\nSâdece bazıları daha yakında, bazıları daha uzakta oluyor. \n\nHem nedir ki insan? \n\nKendi montaj kodunu yürütmek için programlanmış ve her yirmi yılda bir yeniden yazılan, saçma sapan şeyler uğruna boyun eğerek, hiç şikayet etmeden sessizce ölmesini gerektiren bir kültürle yüklenmiş hormonal bir robot. \n\nDaha başka ne gibi bir çıkmaza ihtiyacın var?\n\n- Ama insanlar kendilerini bu şekilde düşünmezler...\n\nKesinlikle öyle. \n\nÖlümsüz ruhların taşıyıcıları olduklarını, komünizmi, liberal demokrasiyi, rüzgâr enerjisini veya Tanrı'nın yeryüzündeki krallığını inşa ettiklerini düşünüyorlar. \n\nAma biyolojik bir insan, bir ucundan tutuşturulmuş kibrittir işte!\n\nOrasını burasını kesmesi ya da dikmesi, silahlı çatışmada ölmesi ya da hayatta kalması o kadar da önemli değil nihâyetinde...\n\nÇünkü nasıl olsa ötesine geçemediğin o biyoloji, atmosferde yanacak.\n\nÖyle ya da böyle, soluduğu hava tarafından solunacak, üstünde gezdiği yer tarafından yenilecek...\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1850475585035784253","created_at":"Sun Oct 27 09:52:14 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/Ga41tlvXIAALwhz.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"bluebell.svg"},{"id":202410220806,"full_text":"– Kim bilir ne çok şey istemişim çocukken. \nBilirsin hani derler ya: \n\"Kıyma geri çevrilmez\"\n\n– Çevrilmez...\nAma aynı et parçasını alıp kıyma makinesinin üstüne koymak çocuk oyuncağı. \n\nBunun geri çekilen kıymadan farkı ne olacak ki? \nSadece ete harcadığın para.\n\n– Ama bu kendini kandırmaca olmaz mı?\n\n– Japon samurayları bir zamanlar demişler ki\nDünyada tek bir gerçek var: \nÖLÜM\nGeri kalan her şey \nİnandığımız yalanlar\n\n– Ya mutluluk?\n\nMutluluk her zaman bir kendini kandırma. \n\nVe bu kendini kandırma, hassas ve yaratıcı bir yaklaşım gerektiriyor:\n\nKendini kandırma ve kandırılma istekliliği. \n\nŞu şarkıyı da bilirsin:\n \" Zirveye varan çok yol varsa da gerçek bir \"\n\n- Peki bu sözler ne hakkında? \n\nŞöyle ki: \nElinde imkanlar olduğunda, özel bir yolu dikkatle seçmeye odaklanmak mantıklı gibi... \n\nOysa gerçek ancak zamanı geldiğinde hiçbir yatırım yapmadan bulacak sahnesi geleni.\n\nGerisi kazaya müsait hâle gelmek gibi...\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1848637147852472341","created_at":"Tue Oct 22 08:06:56 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1848626691695886336/pr/img/wopYF9b-ffPkVB_D.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1848626691695886336/pr/vid/avc1/720x720/UxW5O5WXZTVgL5kZ.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (10).svg"},{"id":202410191143,"full_text":"Cehennem sâkinleri çoğunlukla birbirlerini yemekle meşguldü ve hemen aynı cehennemde yeniden doğuyorlardı, bu nedenle bedenin ölümü bile ruhsal karanlıktan kurtulmaya yol açmıyordu.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1847604479903817871","created_at":"Sat Oct 19 11:43:29 +0000 2024","url_photo":null,"url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"rose.svg"},{"id":202410181435,"full_text":"Şimdi o anı düşünüyorum ve o anda kesinlikle, geri dönülmez bir şekilde mutlu olduğumu fark ediyorum. \n\nHoş o esnada elbette bunun farkında değildim.\n\nDaha doğrusu fark etmiştim ama doğru şekilde değil. \n\nBana öyle geliyordu ki mutluluk sisi ileride beni bekleyen bir şeyin ipucunu veriyordu, sanki mutluluk vaat ediyordu... \n\nAma o ilerisinin hiç gelmeyeceğini nerden bilebilirdim.\n\nBugün, şimdi bunu anladığım, otuzlu yaşlarımın zirvesinde, mutluluğun, mutluluğunuzun olasılığına ve uygulanabilirliğine inandığınız o saniye meknûz olduğunu söyleyebilirim, beynimde yanıp sönen böyle tuhaf bir öz-yinelemeli döngü. \n\nVe muhtemelen arasında dolaştığımız aynalarda başka bir şey de yoktu, sadece bir an!\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1847285409119674664","created_at":"Fri Oct 18 14:35:37 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GaLfvQNXAAAVL7h.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"flower (11).svg"},{"id":202410170600,"full_text":"- İnsan dünyayı keşfeder.\n\n- Okulda size böyle mi söylediler. \n\nİnsan hiçbir şey bilmez. \nO sadece kendisine bilerek gösterilenleri algılar. \n\nYargılarla sarılı bir paketi açar...\n\n- Kim tarafından? \n\nMerkez sandığınızın çevresi:\nDoğa ve kültür\n\n- Ve bizim düşünürlerimiz, barış içinde yaşayıp gitmek varken insanların neden savaştığını merak ediyor? \n\nSahi neden birbirimizi öldürüyoruz? \n\n- Çünkü ölüm onların doğal varış noktasıdır. Ve insanın tek gerçek özgürlüğü erken ölmektir. \n\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1846793265687011391","media":{"sira_no":307,"parca_adi":"Ya Hizir","seslendiren":"T. Kavut","url":"https://www.mediafire.com/file/rwjyll6l9kg11ix/yahizir_tkavut.mp3","share":"https://benolanben.com/dinle/baska&307"},"created_at":"Thu Oct 17 06:00:00 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GaEgoA5WAAEEVRZ.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"branch.svg"},{"id":202410150838,"full_text":"• Bir numaralı denek, gerçekliğin maddi dünya olduğuna inanıyor: \n\"Kuş gerçekten var\"\n\nVe iki numaralı denek, gerçekliğin televizyonda gösterilen maddi dünya olduğuna inanıyor: \n\"Gerçekten televizyonda görünüşte bir kuş var\"\n\nYa siz?\nTelevizyonun da zihinde olduğunu biliyor\nHer ikisini de destekliyoruz.\n[V. Pelevin zevkiyle]\n\n","rest_id":"1846108337487700039","created_at":"Tue Oct 15 08:38:21 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GZ6xedOWwAAkmP8.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"ginger-lily.svg"},{"id":202410031422,"full_text":"[TERCÜME NOTLARI'NDAN]\n\nBilimin, dünyanın modellerini yarattığını ve bunların zamanla demode olduğunu söylüyorsunuz. Ve aslında mutlak anlamdan hiçbiri gerçek değil. \n\nPeki gerçek nedir? \nNerededir?\n\nHer şeyi açıklığa kavuşturmak için uzaktan başlayalım.\n\n- Sizce dünyamız nereden geldi?\n\n- İçinde yaşadığımız yer mi?\n\n– Toplumumuzu mu kastediyorsun? Ya da...\n\n- Genel olarak her şey. Toplum, dünya, güneş, yıldızlar ve diğerleri...\n\n- Şey... Sadece genel hatlarıyla biliyorum. \nUzun zaman önce \"Big Bang: Büyük Patlama\" oldu.\n\nBir şey patladı ve farklı yönlere uçtu\n\nTanya elleriyle önünde bir tür havai fişek gösterisi yaptı. \n\n- Biz de uçuyoruz. Gittikçe daha uzağa uçuyoruz.\n\n- Bahsettiğiniz şey çok yeni, insanın geçen yüzyılda yarattığı bir evren modelidir\n\n- Tüm modellerin zamanla eskidiğini biliyor musunuz? Bu her yüz yılda bir olur. Hatta daha sık. Doğru gibi görünen her şey eninde sonunda çöpe dönüşüyor. İstisnasız hepsi. Kanun budur.\n\n- Peki neden?\n\n– Mesela insanlar eskiden Dünyanın düz olduğuna inanırlardı. Ve Güneş onun üzerinde uçuyor. Ama artık Dünya'nın Güneş'in etrafında döndüğünü kesin olarak biliyoruz. \nBu bilgi de çöpe atılacak mı?\n\n- Çoktan atıldı bile\nDiyerek sırıttı. \n\n- Sadece okul yılları geçti ve artık konuyu takip etmiyorsun.\n\nBugünün ünlü fizikçilerinin çoğu, dünyanın ve kendimizin bir bilgisayar simülasyonu gibi bir şey olduğuna inanıyor. \n\nVe bununla ilgili olarak, bir kısmının diğerinin etrafında döndüğünü söylemenin bir anlamı yok çünkü simülasyonlarda sadece hesaplama kodları var. \n\nBir simülasyonu analiz ederken yalnızca doğrudan deneyiminizi yansıtan fenomenolojik bir açıklama anlamlıdır.\n\n- Feno... feno ne?\n\n– Yani algılananın en belirgin katmanı gibi. \nBir şeyleri görme şeklin. \n\nDolayısıyla yeni bilimsel gerçek, Dünya'nın düz olduğu ve Güneş'in onun üzerinde uçtuğudur. \n\nGeriye kalan her şey, örneğin çok yüksek bir yerden bakıldığında Dünya'nın yuvarlak görüneceğini tahmin etmeyi mümkün kılan hesaplamalı formüller ve matematiksel modellerdir. \n\nAncak bu onun yuvarlak olduğu ya da gerçekten var olduğu anlamına gelmez. \n\nSanal gerçeklik gözlüklerinde gördüğünüz her şey yalnızca algınızda belirir.\n\n- Öyle mi?\nDiye kuşkuyla sordu.\n\nSorumu tekrarlayacağım; \n\n- Az önce konuştuğumuz her şey nereden geliyor? Dünyalar, simülasyonlar, uzaylar? Bütün bu fikir ve düşünceler?\n\n- İnsan beyninden mi?\ndiye kekeledi.\n\n- Kesinlikle. Evren denilen şeyin tamamı, zihnin açıklamalarıyla yorumlanan fiziksel bir algıdır. \n\nAlgı organlarımız milyonlarca yıldır değişmedi. \n\nDeğişen şey bizim anlayışımızdır. \n\nİçimizdeki google glass, gördüklerimizin üzerine bu konuda bildiklerimizin -daha doğrusu bildiğimizi sandığımız şeylerin- toplamını bindiriyor ve ortaya tüm bilimsel, kültürel ve politik yönleriyle başka bir insan evreni modeli çıkıyor. \n\nSizce bu modellerden hangisi en iyisi?\n\n- Bilmiyorum.\n\n- Hiçbiri\n\n- Ama her biri dünyayı benzersiz bir şekilde görmenize izin verdiği için farklılar. Ve onu belli bir şekilde etkilemenize. Unutma, bu önemli.\n\nTanya başıyla onayladı.\n\n- İnsanların dünya modelleri sürekli değişiyor\n\n- Örneğin bir kedi google glass takmaz. Son on bin yıldır hiç değişmemiş olan başka bir boyutta yaşar. İnsan dünyası kedinin dünyasıyla aynı değildir. Sadece insan beyninde ortaya çıkar ve var olur. Ve başka hiçbir yerde. Anlaşıldı mı?\n\n- Bence anlaşıldı.\n\n- Şimdi söyleyin bana, insan beyni nereden geliyor?\n\nTanya bir an düşündü - ve sonra gülümsedi.\n\n- Peki, nereden...\n\nVe parmağıyla karnının olduğu bölgeyi işaret etti.\n\n- Aynen öyle, dostum\n\n- Kesinlikle \"Yaşam Kuyusu\" \n\n- İnsan beyninin içinde neyin, nasıl ve neden ortaya çıktığı konusunda sonsuza kadar tartışabiliriz. \n\nAma beynin nereden geldiği konusunda tartışmak zor. \n\n[V. Pelevin]\n\n","rest_id":"1841846280915411435","created_at":"Thu Oct 03 14:22:27 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1841845968188141568/pr/img/Ds7KZ0Iui28jwEA_.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1841845968188141568/pr/vid/avc1/720x890/hDLbHMs45FlIgiAB.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":true,"flower":"hibiscus.svg"},{"id":202409180853,"full_text":"Tanrı'yı her zaman, var olan her şeyi yiyip bitiren, her şeyi kendisine çeken dev bir kara•delik olarak düşündüm; şimdi ben de sonsuz bilincin karşı konulamaz dinginliğinin cazibesine kapılıyorum, O'nun yüce sunağına seve seve çekiliyorum.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1836327607643623536","created_at":"Wed Sep 18 08:53:13 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1836324743642849280/pr/img/tJnYO83ErsWDvURo.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1836324743642849280/pr/vid/avc1/500x240/1Wyw09ZTm9hcnyvJ.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"rose.svg"},{"id":202409020649,"full_text":"Göklerin ve yerin nuru O'dur...\n[Nûr:35'den]\n\n'IŞK\nDokunulmazdır ama bize dokunur\n'IŞK\nGörünmezdir ama görmemizi sağlar\n\nÇok alıştık diye küfrân-ı nîmet eyleme\nGözünün nûruna hemen elhamdulillah de\n\nOrada hiçbir yıldız yok...\nOnları öyle boyayan yalnızca buradaki bilincin ışığı var. Daha ne arıyorsun kardeşim? Manevi uygulama imkansızdır çünkü bu ışık bu hâliyle ve her hâliyle mükemmeldir. \"Kendini\" veya dünyayı geliştirmek, bir rüyayı tamir etmek gibidir... Oysa bir rüyada gerçeği bulamazsın. Gerçek, rüyayı görendir, komik olanı rüya başlayana dek öyle bir şey de bulunmaz!\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1830498207878586465","created_at":"Mon Sep 02 06:49:16 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GWc8a1JXgAAA6a0.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"grass.svg"},{"id":202408281309,"full_text":"İlk başta orkestranın susmasını ve sadece bir flütün kalmasını istediysem de sonra, büyülü flüte bile gerek olmadığını fark ettim...\n\nZira en iyi müziğin sessizlik olduğunu ve en seçkin zevkin, dinlenen kişinin içinde kaybolduğu huzur hâli olduğunu anlamıştım ve hâliyle büyülü flütle bile sessizlik çalınamayacağı için huzurun kaynağı olan en içteki doğamız kelimelerle ifâde edilemezdi.\n\nAma dünyevî insan bunu bilmezdi çünkü böylesine bir huzura hiç ulaşmamıştır ve bu kelimeyle adlandırdığı şey, başına geçirdiği ateşten gömleğin yüz dereceden yetmiş beş dereceye kadar soğumasıdır.\n\nOysa sessizlik öyle mi?\nOrada ne baş vardır ne de gömlek\nVarsa yoksa huzur...\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1828781878565814459","created_at":"Wed Aug 28 13:09:11 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GWEeE-NWcAAqfZz.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (10).svg"},{"id":202408191213,"full_text":"Gerçek, yüzde yüz inandığınız herhangi bir illüzyondur\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1825506297891991602","created_at":"Mon Aug 19 12:13:12 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GVV_C0RWcAEEvso.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"wreath.svg"},{"id":202408181739,"full_text":"Gerçek mutluluğu tanımakla meşgul olan bilge, kendisini zaten ölü olarak görür ve her nefeste bir önceki halinin tamamen ortadan kaybolmasını seve seve kabul eder.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1825226133874614628","created_at":"Sun Aug 18 17:39:56 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GVSARlJXgAAvMKQ.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"jade.svg"},{"id":202408171715,"full_text":"- Bir kapak kızı ilginizi çekebilir mi? Ve genel olarak, güzel bir kız ilginizi çekmek için ne yapabilir, elbette güzel görünüşü dışında?\n\nFotoğraf her zaman yalan söyler çünkü bir poz, bir yüz ifadesi, bir yüz buruşturma gibi kısacık bir an için var olan bir şeye, bir anı olarak sonsuza kadar var olma statüsü verir. \n\nMuhtemelen bu yüzden İslam'da insan yüzlerini tasvir etmeye pek sıcak bakılmaz.\n\nAnda olanı canlı akıştan koparıp, anı şeklinde dondurmalar ne yapsanız aldatıcıdır.\n\nBu bir nevi, zamanın ötesinde olan tanrı statüsüne bir tecavüz gibidir. \n\nYani kapaktaki güzel kıza baktığınızda aslında hiç yaşanmamış bir şeyi görüyorsunuz. \n\nTam da bu nedenle tüm bu fotoğrafların asla gerçekleşmeyecek bir şeyi vaat eden reklamlarla bu kadar yakından ilişkilendirilmesi semboliktir.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1824857549616673240","created_at":"Sat Aug 17 17:15:18 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GVMxaoXXgAIugIu.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower-bouquet (1).svg"},{"id":202408141556,"full_text":"Hiç kimse çekebilmez, pektir feleğin yayı\nTamir ederim sanma, bulamazsın arayı\nYoğu var gösterir, bilen çıkmaz muammayı\nBir ulu imârettir, alma başa sevdayı ❞\n\nKendini ya dünyayı iyileştirmek bir rüyayı tamir etmek gibidir. Oysa rüyada tamir abesle iştigaldir; rüyayı, rüya olarak görmek yeterlidir.\n\nVe bir rüyanın içinde gerçeği de bulamazsın zira gerçek, rüyayı gören şeydir!\n\nAynalarla örülü bu dünya filminde, fizik bilenlere ışık oyunlarını açık edecek basit bir işaret:\n\nBir aynanın önüne bir mum koyarsanız yansıması aynada görünecektir. Ancak nasıl yaparsınız bilmem ama bir şekilde aynaya bir mumun yansımasını koyarsanız, o zaman fizik yasalarını ihlal etmemek için, mumun aynanın önünde boşluktan görünmesi gerekecektir.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1823750438425944449","created_at":"Wed Aug 14 15:56:02 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1823749769941950464/pr/img/SMDUwP9K9uFxPyOp.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1823749769941950464/pr/vid/avc1/720x720/VpR9aJiZdAIO2YMt.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (5).svg"},{"id":202408141133,"full_text":"Bir aksiyon filmi izlediğinizi ve kimin kimi vuracağına sizin karar verdiğinizi düşünün. Ana karakterin ilk silahlı çatışmada öldürülmesini seçerseniz tüm olay örgüsü nereye varır? Eğer gerçekten özgür bir seçiminiz varsa, bu en üzücü sonuçlara yol açabilir. İyi ama usta sanatkardan çıkan bir sanat eserinin zevk vermesi gerekir, dert değil.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1823684287134040327","created_at":"Wed Aug 14 11:33:11 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GU8AC68XsAAvwbx.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"lotus.svg"},{"id":202408131446,"full_text":"Kendini bütünden ayrı gören\nEgo-nefs-kişi ne ki?\n\nBen-sandığınız\nAslında bir birikinti...\n\nHem de burnunuzu her karıştırdığınızda gün-yüzü gören türden...\n\nÜzerine farkındalık ışığı düşmediğinde ortaya çıkan zararlı bir etkiden ibaret...\n\nAlışkanlık yaratığının\nReflekslerine itibar etmeyi bıraktığınız anda kaybolur birden\n\nAslında koltuk altı kokusu gibi...\n\nVe yıkanmak için zaman ayırdığınız anda kaybolur, temizliğe doğru kutsal yolculuğa başladıktan yıllar sonra filan değil!\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1823370567669395701","created_at":"Tue Aug 13 14:46:34 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GU3pkIyX0AAMnS_.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"floral-design.svg"},{"id":202408130754,"full_text":"Hayat tecrübesi...\nBoşlukta asılı duran geçmişin tozlu fotoğraflarından başka, etrafımızda yeni bir şeyler görme yeteneğimizi kaybediyoruz. \n\nVe böylece onlara bakıyoruz, bakıyoruz sonra düşünüyoruz: \"Çevremizdeki dünya neden böyle bir çöplük haline geldi?\" \n\nNeden sonra, sesler kesilip de ay-yüzü-nü gösterdiğinde âniden dünyanın, \"hafıza\" derler bu 'tozlu sûretler kolleksiyonu'yla hiçbir ilgisi olmadığını anlıyorsunuz.\n\nAma sâdece ben-sandığınızın bu hâle geldi, ne zaman ve neden olduğunu bile anlamadınız...\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1823266979093880988","created_at":"Tue Aug 13 07:54:57 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1823262123859877888/pr/img/hVZkKhtK7KQ_FdZ2.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1823262123859877888/pr/vid/avc1/498x498/GBunDwyp10xh-9re.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"rose (3).svg"},{"id":202408120939,"full_text":"Ve dün, yarın, yarından sonraki gün ve hatta dünden önceki gün de sadece bu saniyede var olur. \n\nSâdece onları düşündüğünüz anda... \n\nYani eğer yarın aydınlığı seçip bugün karanlığa elveda demek istiyorsanız, aslında sadece karanlığı seçiyorsunuz demektir.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1822930779183231032","created_at":"Mon Aug 12 09:39:00 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1822928483531575296/pr/img/KgoLzpUkGw3nwFc-.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1822928483531575296/pr/vid/avc1/720x1280/-rmQHvLBK0hIX0CW.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (5).svg"},{"id":202408120815,"full_text":"\"Mutluluk\" kendi kendini açık eden bir kelime...\n\nBelki halk etimolojisi olabilir ama \"hediye: present\" \"şimdi: present\" kaynağından gelir. \n\nMutluluk, başka bir yerde değil tamamen şimdide olduğunuz zamandır. \n\nFiziksel acı bir yana, tüm acılarımız zihin tarafından geçmiş ve gelecek düşüncelerinden üretilir. \n\nZaten buradan ayrıldığında orada her zaman bizi mutsuz etmeye yetecek kadar malzeme olacaktır çünkü gelecekte ölüm vardır ve geçmişte onu kaçınılmaz kılan her şey vardır. \n\nMutsuzluk\n\"Şimdi değil\"\nHayatın, dün başarısız geçtiğini ve yarın da başarılı olma ihtimalinin pek mümkün olmadığını ifade eden bir zihin durumudur sâdece... \n\nBunu unutursanız kendinizi olduğunuz yerde bulursanız ve Nabokov'un dediği gibi \"şu ânın farkına varırsanız\"\n\nİşte bu, neredeyse her zaman doğal olarak mevcut olan mutluluktur.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1822909785685037265","created_at":"Mon Aug 12 08:15:35 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GUxEj94X0AAJH2F.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (1).svg"},{"id":202408120513,"full_text":"Öğreti ne kadar derin olursa, kullandığı kavramlar, dayandığı kelimeler o kadar az olur. Kelimeler çapalar gibidir; kendinizi gerçeğe sıkı bir şekilde bağlamanıza izin veriyor gibi görünürler ancak gerçekte yalnızca zihni esir tutarlar.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1822863936766493120","created_at":"Mon Aug 12 05:13:24 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GUwcZZdXwAMb12e.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flowers (5).svg"},{"id":202408101953,"full_text":"Bir•çok insan bir nesnenin ya da sürecin gerçekliğine inandığında, o nesne kendini göstermeye başlar: \n\nBir mabette mucizeler gerçekleşir, toplumda sınıf mücadelesi patlak verir, Afrika köylerinde bir büyücü tarafından lanetlenen yoksul insanlar belirlenen zamanda ölür ve buna mümasil nice örnek vardır zira bu yaşamın temel mekanizmasıdır.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1822360767846580380","created_at":"Sat Aug 10 19:53:59 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GUpSw_hWkAAglsU.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (9).svg"},{"id":202408081808,"full_text":"...\nDünyaya \"Ben\" demeyi öğrendiğiniz tümsekten, ten duvağın gerisinden baktığınız sürece, bunun için çok yüksek bir kira ödüyorsunuz.\n\n Peki karşılığında ne alacaksınız?\n\nGöz açıp kapayıncaya kadar geçen kabus dolu yolculuğunda var-sandığınız benliğinizi hangi belaların kovalayacağı hakkında bir fikriniz bile yok...\n\n[V. Pelevin Tercümeleri'nden]","created_at":"Thu, 08 Aug 2024 18:08:00 +0000","flower":"peach.svg"},{"id":202408071412,"full_text":"İçinde yaşadığımız sandığımız bu dünya, doğuştan bize öğretilen kolektif bir görselleştirmedir. Aslında bir neslin diğerine aktardığı tek şey budur.\n[V. Pelevin]\n\n","created_at":"Wed, 07 Aug 2024 14:12:00 +0000","flower":"lavender (2).svg"},{"id":202408070816,"full_text":"İşte ben, \nBir sabah vakti penceremin önünde oturuyorum.\n\nBana öyle geliyor ki\nPencerenin dışındaki dünyada\nAt kişnemesi, trafik gürültüsü ve insan uğultusu duyuyorum ve tüm bu sesler, huzurumu bozduğu için olsa gerek fenâ hâlde kızdırıyor beni...\n\nVe yine bana öyle geliyor ki gürültü, pencerenin dışındaki dünyada oluyor ve ben de buna öfkemle karşılık veriyorum.\n\nAma gerçekte, hem gürültü hem de öfkem bir bütün olarak tek bir şeydir.\n\nPeki bu bütün ne midir? \n...\nTanrı'nın bu ânı hayata geçirmek \nBâtından zâhire\nŞE'N OLAN OLARAK\nCANLANDIRMAK için \nBana yaşattığı zoraki bir kalıp\nBenimle ben olarak deneyimlediği bir model\n\nBu modeli şöyle bir misalle canlandıralım:\n\nKumaşın yapıldığı bir dokuma tezgahı var.\nKumaşın desenleri varsa, bunlar dokumacının her vuruşunda dikey çerçevede yavaş yavaş, iplik iplik görünürler ve kırmızı ya da mavi ipliğin anlamı kendisinde değil, gireceği desende ortaya çıkar.\n\nDünyamız da böyle bir kumaş gibidir ve biz de onun iplikleriyiz işte.\n\nBeni, bir iplik makarası gibi bu amaç için giyindi (yaratım) ve bu iplik benim ruhumdur ama o benim değil, Tanrı'nındır ve sadece ben-kalıbım tarafımdan boya gibi anbean renklendirilmiştir.\n\nEvet 'Dünya-m' benim tarafımdan yaratıldı.\n\nTanrı, sanki orada bir ben var ve bir de kişneyen bir at varmış gibi tezgâhını döndürüyor...\n\nAma bu, olayın, atların kişnemesi ve uğultulu seslerin benim öfkemle iç içe geçtiği evrensel dokunun bir parçası hâline gelmesi için gerekli bir kurgu.\n\nÜste üste gelen manâ dalgalarından maddî nokta ve bu noktalardan âlem cümlesi zuhûra geliyor.\n\nYani benim bu dünya hakkındaki deneyimim, onu doğuran şeyin ta kendisidir.\n\nAynı şekilde, atın kişnemesi ve pencerenin altındaki insanların gürültüsü de kendi konumlarından evrenin yaratılışına, anlık dokumaya birlikte katılırlar ve tüm bu iplikler tek bir noktadan geçen ışınlar gibi dokumacı tarağı (boşluk-nefes) aracılığıyla saflar sıklaştırılarak birbirine bağlanır ve olanlar olur...\n\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1821098142856540554","created_at":"Wed Aug 07 08:16:46 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1821093465217703936/pr/img/1jETn-Bw4QbFwfDP.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1821093465217703936/pr/vid/avc1/1280x720/k_fnT3zaoC80SXVY.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (14).svg"},{"id":202408070538,"full_text":"- Hafıza, bize dünün gerçekten yaşandığına dair sağlam bir güvence verir ancak tüm bu hatıraların sabahın ilk ışıklarıyla birlikte ortaya çıkıp çıkmadığını kim bilebilir? \n- Pek anlamıyorum\n- Ben de\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1821058312290377856","created_at":"Wed Aug 07 05:38:29 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GUWvhi-XcAAZyGp.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"branch.svg"},{"id":202408060900,"full_text":"İki gözün arasına kurulu hayalden perde\nIşık güneşten gelmese de var işte evde\n[A. Kadrî]\n\nYani bir ışık var körlerin bile bildiği...\n\n\"...\nBirden içim geçmiş\nBiraz uyudum ve rüyaya geçtim\n \nBu ne demek biliyor musun? \nUyumama rağmen\nUyumuyormuş gibi\nGörmeye devam ediyordum\n\nUyumamış olsanız bile, yine de bir rüya gördünüz, anlıyor musunuz? \n\nYani uyumakla uyumamak arasında bir fark yok, rüyanın sınırı yok\nHepsi aynı, bir rüya.\"\n\n[V. Pelevin tercümelerinden]","created_at":"Tue, 06 Aug 2024 09:00:00 +0000","flower":"flower (12).svg"},{"id":202408060822,"full_text":"Zihnin kapılarından bilinmeyen geçemez.\nAma hayat her zaman bilinmeyene açılan bir kapıdır.\n\nTaze nefesle sürebilen hayat her zaman yenidir\nÖnceki bildiklerine dayanan Zihin her zaman eskidir\n\nDünkü nefes işe yaramaz\nHayat asla eski değildir\nZihin asla yeni değildir\n\nHayat ve zihin\nBu yüzden asla karşılaşmazlar\nKarşılaşamazlar!\n\nHayat, acının ateşi ile heyecanın hayaleti arasında, sözde özgür insanın dehşet içinde uluyarak koştuğu dar bir şerittir. \nVe tüm koridor sadece kafasının içinde!\n[V. Pelevin'den]","created_at":"Tue, 06 Aug 2024 08:22:00 +0000","flower":"flower-pot.svg"},{"id":202408060817,"full_text":"Döndükçe ışık, biraz daha ışık geliyor diye Pelevin'den çevirmeye devam ediyorum, bir yer geliyor:\n\n❝ İnsan bir yere gittiğine, bir yerden geldiğine inanabilir. \nSalıncakta sallanan bir çocuğun, uçakta uçtuğunu veya ata bindiğini hayâl etmesi gibi. \n\nAşağıya indiğinde nereye gittiği ya da kiminle savaştığı o kadar da önemli olmayacak. Maneviyat yolunda, arayış içinde olan kişi, salıncakta sallanan o şaşkınla aynıdır. \n\nİnsanlar, gerçekliğin birbirine dikildiği canlı ipliklerdir. \n\nBir insanın, sabah uyanıp akşam uykuya dalmaktan başka geçeceği ne yolu olabilir? ❞\n\nTelefon çalıyor, ülkü kokan bir nefes\n\"Bak sana bir şiir okuyacağım, tam senlik\" diyor:\n\nHayaller kur tespih tanesi farz et\nHepsi de senindir otuz üç adet\nBırak kalsın orda hiç çekme zahmet\nİpliğe dizmeye değmez bu dünya\nKulpu yok ki neresinden tutasın\nSana göre lokma değil yutasın\nİçine gireni Allah kurtarsın\nÜstünde durmaya değmez bu dünya\n\nHayret diyorum hayr-et...\n\nOysa içinden aşk akmayan ırmaklardan, kokusu gelmeyen çiçeklerden nasıl yorulmuşum\n\n\"Bir•birini bulmak\" nedir bilmişim\nBir omuz bulmuşum\nBir ağaç gölgesi\nÇağlamışım\nBulanmışım\nDurmuşum\nDurulmuşum\nNeyse ne\n...\nVarmışım yokmuşum\nKime ne\n...\n","rest_id":"1820736011619430582","media":{"sira_no":191,"parca_adi":"Hicran kucağında","seslendiren":"T. Çevikoglu","url":"https://www.mediafire.com/download/vy6yus9e9m8epyo/hicrankucaginda.mp3","share":"https://benolanben.com/dinle/baska&191"},"created_at":"Tue Aug 06 08:17:47 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1820734214813237249/pr/img/wIfcngfKld6m0ypb.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1820734214813237249/pr/vid/avc1/512x640/WZ6HmUsrvX4LOT2u.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (10).svg"},{"id":202408060705,"full_text":"İnsan algısının sınırlamaları nedeniyle Tanrı, insana Tanrı olarak görünemez. Eğer kendimizi unuttuğumuz bir an için görebilseydik, artık başka hiçbir şeye bakmazdık ve bu yalan dünya yanılsaması ânında dağılırdı!\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1820717860118777926","created_at":"Tue Aug 06 07:05:39 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GUR9FBeXEAAvn1C.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (8).svg"},{"id":202408060458,"full_text":"Bir kelebek uçabildiği sürece kanatlarının ne kadar yıpranmış olduğunun bir önemi yoktur ve eğer bir kelebek uçamıyorsa, artık kelebek yoktur, hepsi bu!\n[V. Pelevin]\n\n","rest_id":"1820685774859206955","created_at":"Tue Aug 06 04:58:10 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1820685720551374848/pr/img/28pS3Tl6akVk_Hz3.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1820685720551374848/pr/vid/avc1/720x720/uSkfZkANsWkG2I8M.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"lavender (3).svg"},{"id":202408041429,"full_text":"[GÜNÜN OKUMASI]\n\nYer-altındaki\nGök-yüzünden\n...\n\nYaşıyor göründüğüm şehir metrosuyla ilgili en güzel belki de en korkunç efsane çocuklar tarafından uydurulmuş; izci kamplarında uykudan önce anlatılan korku hikayelerden biri...\n\nKoğuşta hava karardığında, trenlerde uyuyakalan ve son istasyonu kaçıran insanların başına neler geldiğine dair hikayeler anlatmaya başlarlarmış. \n\nTren, metroya girdiğinde insanlar uyandırılır, vagonlardan sürüklenerek çıkarılır ve zincire vurulur. \n\nDaha sonra yıllarca yeraltında, yeraltının devasa organizmasını harekete geçiren o gizemli mekanizmaları çalıştırıp onararak yeraltında nice yıllar geçirirler. \n\nBunca zaman boyunca bir tür trans halindeydiler çünkü yiyeceklerine bir şeyler kondu. \n\nYaşlandıklarında ve artık çalışamaz hale geldiklerinde, bir gün kalabalık bir vagonda, işe giden insanların ortasında uyanıverirler.\n\nYeraltındaki hayatlarına dair hiçbir şey hatırlamazlar, sadece dün genç ve umut dolu olduklarını ve bugün ise artık yaşlandıklarını anlarlar.\n\nBitmez sandıkları hayatları sona ermiştir ve dün ile bugün arasında neler olduğuna dair hiçbir fikirleri yoktu...\n\n[V. Pelevin Tercümleri'nden]\n\n","created_at":"Sun, 04 Aug 2024 14:29:00 +0000","flower":"cherry-blossom (1).svg"},{"id":202408010511,"full_text":"Çevremizdeki her şey, her an değişiyor ve dünya her an, bir öncekinden veya bir sonrakinden farklı koşulların toplamı olarak, anlık yeni bir yüz gösteriyor.\n\nKarşılaştığımız insanlar da sürekli olarak değişiyor ve zihinlerinin anlık kesitine ne tür düşünceler düştüğüne göre farklı davranıyorlar.\n\nDolayısıyla dünya sahnesinden buluşmamızın zamansal ve mekansal noktasını seçerken! tamamen gerçek bir büyüyle hatta belki de mümkün olan tek büyüyle meşgul oluyoruz çünkü her defasında hangi dünyaya girmemiz gerektiğine karar veriliyor!\n\nBirinde, pencereden düşen bir saksı begonyayı veya virajı alamayan bir kamyonu bekliyoruz, diğerinde bir yabancının yardımsever gülümsemesi veya kaldırım kenarında dolgun bir cüzdan bekliyor bizi ve hepsi aynı sokaklarda...\n\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1818877221617987993","created_at":"Thu Aug 01 05:11:37 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1818876651205181440/pr/img/FHC85Sv8bZmbPUlH.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1818876651205181440/pr/vid/avc1/500x500/HAWk9ASQTcoJRQht.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"rose (3).svg"},{"id":202407311644,"full_text":"[TERCÜME NOTLARI'NDAN]\n...\nTekrar ediyorum, mutluluğa giden tek bir yol var.\n\nOLANLA barşık olun, selam selam...\nİçinde bulunduğunuz anı, SANKİ SİZ SEÇMİŞÇESİNE tamamen kabul edin.\n\nŞu anda başınıza gelen her şeyi kabul edin çünkü bu Tanrı'nın isteğidir.\n\nBunu yapıp rahatladığınız anda, insan için mevcut olan tek özgürlüğün burada yattığını fark edeceksiniz \n\nAtalarımız neden özgürlüğe “irade” adını vermişler sanıyorsunuz? \n\nÇünkü özgürlük Tanrı'nın iradesinin, birinin kendi iradesi olarak tamamen kabul edilmesidir. \n\nBu iradeyle herhangi bir anlaşmazlık, derhal ve pek şiddetli bir şekilde cezalandırılır ve bu ceza, özgür olmadığınızı ve mutsuz olduğunuzu hissetmekten ibarettir.\n\nBenim derdim ne siyaset ne de cinsiyet formu filan...\n\nBen zamanın şu ânından, şimdi olandan bahsediyorum efendim...\n\nMutsuzluk, her zaman içinde bulunulan ânın, olduğu gini değil de olandan farklı olması için verilen mücadeleden doğar daima... \n\nTanrı her şeye kadirdir, mutlak egemendir. Seninle sen olarak onar ve ne isterse yapar, sen 'canım öyle istedi de yaptım' sanırsın.\n\n Daha da ötesi, “sen-ifadesini” tam olarak size atanan şeye katıldığınız ya katılmadığınız için damgalıyor.\n\nAma bu oyuna çok sinsi bir şekilde karşılık verebilirsiniz.\n\nOnunla savaşmayın\nOlanla kavga etmeyin\n\nSadece siz olarak kabul ettiğiniz şeyin ortaya çıkışını ve yok oluşunu izleyin ve bırakın vâr-oluş bu yükü taşısın.\n\nDönen bu vodvil oyununda gizlice, kapıyı çarpmadan veya kimsenin ayağına basmadan, kimseyi uyandırmadan uzaklaşın. \n\nBöylece kimse oradan ayrıldığınızı fark etmez bile.\n\nBunun olması için hayatınızdan vazgeçmenize filan gerek yok, hoş bir hayatınız da yok...\n\nBunun olması için\nHiçbir şey yapmanıza gerek yok. \n\nBırakın nokta açılsın, cümle serilsin\nBırakın olaylar olaylar gelişsin\n\nSadece bir şeylerin olmasına güzellikle izin ver. Olacak olan sen izin vermesen de olacak!\n\nAma kontrolü elinde sanan sen, ahmak, nedense her saniye hayali dizginleri çekiyorsun ve sarhoş bir arabacı gibi kara gökyüzüne bağırıyorsun: \n\n\"Oha! Dur artık!\"\n\nSanki bir şey yapmaya muktedirmişsin gibi. \nSanki gerçekten orada varmışsın gibi.\n\nSadece Tanrı, sadece kaynak, sadece mutlak, sadece bu ulu karmaşayı yaratan güç var. \n\nO halde bırakalım düğümü, düğümü atan çözsün ve kendi yükünü kendi taşısın.\n\nSen var olduğun ve kaderle mücadele ettiğin sürece Tanrı senden daha güçlüdür. \n\n“Var-sanmayı” bırakın, her şeyi tamamen ve çekincesiz kabul edin ve en büyük hile kurucuyu alt edin; tabii eğer onun isteği buysa. \n\nÇünkü onu ancak ona tamamen teslim olarak yenebilirsin.\n\n\nSen olmadığın yerde kimse seni yakalayamaz.\n\n\nO, siz-ifadesine sevinç pompaladığında, sevinin. Size acı pompaladığında, acının tadına bakın\n\nAma ne bu sevinçte ne de bu kederde “sen” olmasın. İçinde sadece Mevcut olan olsun. Zevki ve neşeyi sahiplenme, tutunma onlara.\n\nÖzgür olmak için Tanrı'yı sevmek şart değildir. Ya da daha da önemlisi ondan nefret etmek.\n\nSen-sandığınızla\nOLAN Hiçbir şeyi durduramazsınız. \nHiçbir şeye yardım edemezsiniz. \nYapabileceğin tek bir şey var:\n\nOrtadan kaybolun\nVe bırakın öyle olsun.\n\n[V. Pelevin'den]","created_at":"Wed, 31 Jul 2024 16:44:00 +0000","flower":"lavender (3).svg"},{"id":202407311535,"full_text":"Rota oluşturuldu...\n\n- Rotam programlı olarak içimde çiziliyor\n\n- Ve senin rotan da kimyasal olarak senin içinde çiziliyor. \n\nSonra ışığa ve mutluluğa gidiyormuş gibi hissettiğinde, bir parça şeker daha almak için sadece dahili bakıcına gidiyorsun. \nÜstelik bunun sen olduğunu bile söyleyemezsin. \n\nBu sadece \"Şeker al\" \"Onu ara\" komutunu çalıştıran, kimyasal bir bilgisayardır.\n\nHiç kimse onu iptal etmedi ve asla da iptal etmeyecektir. \n\nİşin garibi tüm bunların içinde \"sen\" diye-bileceğin elle tutulur bir şey yok...\n\n[V. Pelevin'den]\n\n","created_at":"Wed, 31 Jul 2024 15:35:00 +0000","flower":"flower-bouquet.svg"},{"id":202407310404,"full_text":"Zihninizi, huzursuz kuşlarla dolu bir kafes olarak hayâl edin.\n...\nSonra kapıyı ardına kadar açın. Zihninize gelen \"Ama ama...\" kalıplarına tutunmayın. \n\nİçerde bir tane bile bırakmayın;\nHer ne iseler, deneyimlerimiz için gerekli değiller, gerçekten...\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1818497867910087158","created_at":"Wed Jul 31 04:04:12 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GTyaLIxXUAA-y7z.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"sakura.svg"},{"id":202407301904,"full_text":"Ölümden sonra bizi neyin beklediği sorusu, bir kostüm balosundan sonra Harlequin'i neyin beklediği sorusu kadar anlamsızdır. \n\nOnu hiçbir şey beklemiyor çünkü Harlequin yalnızca bir maske olarak var oluyor. \n\nBana öyle geliyor ki hayatta bizi bir şeylerin beklediğini söylemek daha doğru. \n\nVe ölüm hayata uyanıştır!\n\nAma bundan uyanan biz değiliz çünkü biz de etrafımızdaki her şey kadar bir yanılsamayız. \n\nÖlürken! olduğumuzu sandığımız şeyden uyanırız.\n\nNot: Harlequin, Commedia dell' Arte tiyatrosunda yama işi kıyafetler giyen soytarıymış. \n\n[ Viktor Pelevin tercümelerinden]\n\nÇok ince bir zevk...","created_at":"Tue, 30 Jul 2024 19:04:00 +0000","flower":"flower (7).svg"},{"id":202407301848,"full_text":"- Gerçekten, insanın evrim yoluyla hayvanların üzerine çıktığını mı düşünüyorsun?\n\n- Elbette\n\n- Peki siz buna inanmıyor musunuz?\n- Hayır, daha çok alçaldı. \n\n- Nasıl yani?\nBugün sadece emekli bir milyoner bir hayvanın yaşam tarzını karşılayabilir:\n\nDoğada bedeni için en uygun iklim koşullarında yaşamak, çok fazla hareket etmek, organik yiyeceklerle beslenmek ve hiçbir şey için endişelenmemek. \n\nBir düşünsenize hayvanların hiçbiri çalışmıyor.\n\n- Peki ya sincaplar, fındık toplarlar işte...\n- İyi de güzelim, bu iş değil. \nEğer sincaplar sabahtan akşama kadar birbirlerine ekşi ayı *oku satıyor olsalardı, bu iş olurdu. \n\nFındık toplamak bedava alışveriş. \n\nSadece insanın kendi suretinde yetiştirdiği sığırlar çalışır...\n\nHâ bir de insanın kendisi...\n\n[V. Pelevin tercümelerinden]","created_at":"Tue, 30 Jul 2024 18:48:00 +0000","flower":"cherry-blossom (2).svg"},{"id":202407301742,"full_text":"Kaybolmak isteyen insanlar için, üç beş çam ağacına filan gerek yok, onlara sâdece iki isim verin yeter:\n\n• Özne\n• Nesne\n\nVe insanlar birbirleriyle kelimeler hakkında tartıştıkça kendi yarattıkları bataklığa batarlar, çırpındıkça boğulurlar.\n\nBunlar, deyim yerindeyse her birinin konuşmaya ve düşünmeye başladığı andan itibaren gözlerine taktıkları at gözlükleri gibidir.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1818341316662804933","created_at":"Tue Jul 30 17:42:07 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GTwLySDW8AEjO4F.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (9).svg"},{"id":202407301703,"full_text":"Aslında her şeyi tastamam anlamak için üç saniye, sâdece üç saniye sâkince durmak yeterliydi. \n\nAma bu üç sessiz saniyeyi nereden bulabilirim? Kimin hayatında var ki böylesi boşluk? \n\nHem sâdece yaşayamamakla kalmıyoruz, aynı zamanda şimdi burada olamadığımız için yaşamdan kaçarken ölüp gidiyoruz ve yine de kendi hayallerimizi gerçekleştirme merakı yüzünden bir an bile duramayacak kadar meşguluz.\n[V. Pelevin'den]\n\n","rest_id":"1818331554030002387","created_at":"Tue Jul 30 17:03:20 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/media/GTwC6M9XYAAHJuc.jpg","url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"lavender.svg"},{"id":202407281306,"full_text":"Tüm yaşam bir an için vardır. Şu anda olan da tam olarak bu ve bu paha biçilemez bir hazinedir.\n[V. Pelevin]\n\n","rest_id":null,"created_at":"Sun Jul 28 13:06:20 +0000 2024","url_photo":null,"url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"floral-design.svg"},{"id":202407251254,"full_text":"\"Sen pilâv degülsin her kimesneyi mes'ûd idemezsin mîrim.\"\n\nÖnümüzde pilav var\nNe duruyorsun bütünleş\n...\nZihin yorum yapmayı bıraktığında geriye yalnızca pirincin saf tadı kalır ve kişilik kaybolur. \n\nVe kişilik ortadan kaybolduğu anda acı da doğal olarak yok olur. \n\nZira kişilik ve acı aynı malzemeden yapılmıştır. \nBirinden ayrıldığımızda diğerinden de ayrılırız.\n[V. Pelevin]\n\n","created_at":"Thu, 25 Jul 2024 12:54:00 +0000","flower":"gladiolus.svg"},{"id":202407251238,"full_text":"[OKUMA NOTLARI'NDAN]\n...\nVe birdenbire, Tanrı'nın dünyadaki tek ruh olduğunu ve diğer tüm yaratıkların onun içinde dans eden bir nev'i mekanizmalardan başka bir şey olmadığını anladım ve bu mekanizmaların her birini bizzat kendisiyle doldurduğunu ve her birinin içine bütünüyle girdiğini fark ettim zira O'nun için hiçbir şey küçük değildi...\n\nTanrı'nın birbiriyle çarpışan ve beni yaratan binlerce farklı güç şeklini aldığını anladım – ve ben, Levitanlı Semyon, kel kafam ve gözlüklerimle, hepsinin Tanrı'dan yaratıldığını ve içimde Tanrı'dan başka hiçbir şey olmadığını ve eğer bu en yüksek aşk değilse, ne olabilir, o zaman aşk nedir? \n\nPeki buna nasıl cevap verebilirim? Nasıl? Çünkü Levitanlı Semyon'un olmadığını sadece ölçülemez olanın var olduğunu ve onda benim özüm ve tohumumun var olduğunu ve bunun, sıkıcı dünyanın geri kalanının üzerine sarıldığı şey olduğunu anladım.\n\nVe tüm hayatımız boyunca kendimize ve birbirimize şikayet ettiğimiz tüm bu vahşi kargaşa, ancak anlaşılmaz, güzel, şaşırtıcı, hiçbir şeye benzemeyen sevginin enkarne olabilmesi, somutlaşabilmesi, tecelli edebilmesi için var olur ki \n\nÖyle ki öznesinin ve nesnesinin kim olduğu bile söylenemez çünkü onun sonunu ve başlangıcını takip etmeye, iz sürmeye çalışırsan, gerçekte ondan başka hiçbir şeyin olmadığını anlayacaksın, sen ve o gerçekten birsin ve sen dediğin onun akıştaki bir hali, kendine bakıyor, hepsi bu...\n[V. Pelevin]\n\n","created_at":"Thu Jul 25 12:38:14 +0000 2024","rest_id":null,"url_photo":null,"url_video":null,"expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"lotus.svg"},{"id":202407250905,"full_text":"Ve birdenbire, Tanrı'nın dünyadaki tek ruh olduğunu ve diğer tüm yaratıkların onun içinde dans eden bir nev'i mekanizmalardan başka bir şey olmadığını anladım ve bu mekanizmaların her birini bizzat kendisiyle doldurduğunu ve her birinin içine bütünüyle girdiğini fark ettim zira O'nun için hiçbir şey küçük değildi...\n[V. Pelevin]\n\n","rest_id":"1816399297975382192","created_at":"Thu Jul 25 09:05:14 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1816393041520869376/pr/img/V8lWommGe4fOVVk8.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1816393041520869376/pr/vid/avc1/498x498/v2zIbkH-xhtFrawx.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"hibicus.svg"},{"id":202407240439,"full_text":"Bir kediyi doğru şekilde kullanma sanatı, ölmeden önce mutlaka öğrenilmelidir. Aynı şey susmayan zihin için de geçerlidir.\n[V. Pelevin]\n\n","rest_id":"1815969965339476084","created_at":"Wed Jul 24 04:39:13 +0000 2024","url_photo":"https://pbs.twimg.com/ext_tw_video_thumb/1815969899509891072/pr/img/GpgqyO3xLhOCocwn.jpg","url_video":"https://video.twimg.com/ext_tw_video/1815969899509891072/pr/vid/avc1/720x1008/QQR4k4kOcv6iWnPL.mp4?tag=12","expanded_url":null,"abonelik":false,"flower":"flower (10).svg"}]