Sabah Neş'esi
[{"text":"~\nDikkat, ilgi nereye akar\nEnerji hayat orayı sular\n~\n\nYani hayatın geçer akçesi, para birimi 'dikatimiz' olabilir mi?\n\nDikkatini nereye harcıyorsun bir bakalım?\n\nYarın endîşe demektir ya...\nGelecek hakkında endişeleniyor musun?\n\nKovaladıkça kaçan mangır azîmüşşân için ne demeli?\n\nPara hakkında endişeleniyor musun?\n\nHatıralar yumağına mı daldın?\n\nYoksa hâlâ mükemmel partneri, ruh eşini mi arıyorsun?\n\nDikkatin asla BURADA değil\nBU âna geri dön\n\nŞu anda ol\nBurada bulun\n\nSon nefeste iflas etmemek için \nDikkatini zekice harcayasın...\n\nPekiii farkında iken\nHep burada olan \nHayâtî olan nedir?\n\n'Nefesimiz'\n\nHer seferinde 'tek bir nefes'e odaklandığında hayat asla sıkmaz, bunaltıcı olmaz.\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nDikkat merkezinde kalınca \nÇevre kendiliğinden hallolur\n\n~","id":202506301101,"flower":"lotus.svg"},{"text":"~\nZaman\nBeden\nZihin\nDünya\nBirlikte dönüyor \n~\n\nBir anlığına beden durur\nHareket etme\n\nBir anlığına zihin durur\nDüşünme\n\nBak! \nİşte mucize burada saklı: \n'Hiçbir şey yapmadan var olmanın kutsallığı'\n\nZamanın yarattığı yaralar, zamansızlıkta iyileşir!\n\n**-**\n**-**\n**-\n\nŞu anda geçen nefese bak\nİşte tüm şifa burada\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nZamanla olan zamanda kalır\n~","id":202506290937,"flower":"flowers (5).svg"},{"text":"~\nİçimizdeki boşluğu gizlemek için illüzyona ihtiyaç vardır.\n[A. Erickson]\n\nGerçek, illüzyonun ikili kanatlarında taşınabilir, doğru ancak yalanla anlaşılabilir.\n[A. Kadrî]\n\nİşittiğimiz hiçbir şey hakikatin kendisi değil, bir kanaattir. Gördüğümüz hiçbir şey mutlak doğru değil, bir algıdır.\n[M. Aurelius]\n\nBenim dinim kendimi aldatmamaktır.\n[J. Milarepa]\n\nKABZ\nAyıran zihindeki bir kasılma \n\nBAST\nBirleştiren zihindeki bir rahatlama\n\nErickson’un 'illüzyon' dediği, Milarepa’nın 'aldatmamak'la reddettiği, Aurelius’un 'kanaat' ve 'algı' diye tarif ettiği şey, aslında tek bir gerçekliğin titreşimleri... \n\nHakikat ile yanılsama arasındaki sınır, bir nehrin iki yakasını ayıran çizgi değil, suyun kendisi olabilir mi?\n\nVe bir sabah uyandığında, artık uyanık olmadığını fark edersin; aynada gördüğün yüz, senin değil, senin sandığın şeyin yansımasıdır. \n\nTelefonundaki bildirimler, bir algoritmanın seni oyalamak için attığı zarlardır. Sevdiğin insanlarsa, hafızanın çürüyen dosyalarından ibârettir. \n\nO zaman her sabahtan farklı olarak anlarsın ki 'ben' dediğin şey, sadece bir oyun karakteri kadar gerçekmiş meğer...\n\nVe gülümsersin, içini bir neş'e kaplar yok yere...\n\nÇünkü sonunda hiçbir şeyin olmadığını bilmek, her şeye sahip olmaktan daha hafif gelir. \n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \n'Daru'l-Ğurûr' ne imiş \nO zaman anlaşılmış olur\nDünya derler, bu aldanış yurdunda aldatılmamak, en büyük illüzyondur.\n\n~","id":202506280809,"flower":"rose (3).svg"},{"text":"~\nBoşluğu\nSessizliği\nSonsuzluğu \nDüşünsene?\n\n- Denedim, denedim\n...\nOlmadı düşüneniyorum\nAklım fikrim almıyor \n...\n\nDüşüncenin \nDüşünemediği \nBir şeye benzemeyen\n-O-Şey-e olsun\nRağbetin\n\nDüşünce devreye girmeden önce gerçeklik kesinti-sizdir, bölünmezdir, bütündür.\n\nZihin, düşünebilmek için -o-nu illâ parçalara ayırır:\n\nBen ve sen, iyi ve kötü, burada ve orada.\n\nBöl-parçala-anlamlandır-idare et\n\nAma bu ayrımlar gerçek değildir.\nSadece öyle düşünenin\nDüşüncesinde öyledir \n\nDüşünceden önce sadece birlik vardır, düşünceden sonra da öyledir\n~\nKişi düşüncesinin doğumun önce \nKişi düşüncesinin ölümünden sonra da öyledir\n~\n\nŞimdi söyler misin güzeller güzeli \n'Ben' düşüncesi yokken kimsin sen?\n \nBu soruyu cevaplamak için bir düşünceye ihtiyâcın varsa, 'ben' hâlâ oradadır!\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nDüşüncenin dokunamadığı\nBen-olan-ben \nYeni yılda gerçek hayatı bulur \n\n~","id":202506270756,"flower":"lavender (1).svg"},{"text":"~\nTemelsiz zemîn\nSıfır noktası enerjisi\nGizli Hazine\n~\nKayıp olmadığı için \nBulunabilecek bir şey değil\n\nArayış sona erdiğinde kendiliğinden ortaya çıkar. \n\nÖyle ya, gözünün önünde olanı\n'Yok işte yok'\nDiye aradıkça bulamaz kimse\n\nDayanacak bir yer\nBilinecek kesin bir bilgi \nTutunacak bir kimlik olmadığında\nKorunacak bir itibar kalmadığında\nYatırım hesabı boşaldığında \n\nNihayet \nAlgılar\nSıfırlanabilir\nDünya \nAhirete dönebilir \n\nBir\nTek\nMevcûdiyet kalır \n\nOlabildiğince zengin\nAlabildiğine geniş\nBilinmez bir varlık\n\n..x\n..x\n..\n\nŞimdi\nBurada\nBoş-alanlar\nFarkında\n\nŞimdi sen-de sen-in neyin var ey sevgili? Kimin kaldı sen-i tanıdığı bes-belli?\n\nAşkın nefesini duyuyorsun değil mi?\n\n~\nŞimdi şiir bence senin yüzündür\nŞimdi benim tahtım senin dizindir\n~\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nİki hazînesi olan, birini kaybetmedikçe diğerinin kıymetini bilemez, varlığını fark edemez olur\n\n~","id":202506260841,"flower":"golden-pothos.svg"},{"text":"~\n\nBirçok insan tüm hayatını, öğrenilmiş şartlanmalarıyla otomatik pilotta yaşar ve gerçek hayata dair hiçbir fikri yoktur. \n\nBir hapishanede doğduysanız, içinde olduğunuzu bilmiyorsunuzdur. \n\nUyanmak ve farkına varmak yeniden doğmak gibidir. Yaşamın tamamen yeni bir algısı. \n\nDinlenin, sıfırlayın ve yeni gerçekliğinizin tadını çıkarın.\n[V. Pelevin'den]\n\nŞartlanma bir algı merceği yaratır ve bu, gerçeği görme şeklimizi bulanıklaştırır ve bizi ego-benlik-kişisel hapishanesinde kilitli tutar.\n[A. Kadrî]\n\nArmageddon\nKıyamet ânı\nMahşer yeri haritası mı?\nAlgının sıfırlanması mı?\n\nCennet idrakini kim bilebilir ki?\n'Kral Çıplak' ne demek olabilir?\n'Ham Algıya Dönüş' olabilir mi?\n\nDünya düzenini düzenlerin\nSimülasyon mimarlarının pek de bilmenizi istemediği bir şey: \n\nHayat ve kendiniz hakkındaki algınızı \nHer an \nTamamen \nSıfırlayabileceğinizdir\n\nHemen hepimizin \n'Masumiyet' adına\nDönmek istediğimiz cennet-evi neresi?\n\nÂh yeniden çocukluğuma dönebilsem...\n\nBebek-çocukta algı kapıları tertemiz\nHenüz hiçbir 'şartlanma' giyinmemiş\n\nİşitmişiz:\nYeniden öyle olmadıkça\nCennet idrakine dönemeyiz\n\nGiyindiğimizi fark edince\nBir güzel soyunabiliriz\n\nSabâhu'n-nûr ve's-sürûr \nBütün gözlükler çıkarılınca\nFiltre-siz bir şimdide \nGERÇEK-ten görülür\n\n~","id":202506240944,"flower":"branch.svg"},{"text":"~\nParçalanmış görünen yeryüzünün üzerinde, onu bir arada tutmaya devâm eden, saf mavi bölünmemiş bir gökyüzü uzanıyor.\n\nVe yeryüzündeki perde, gökyüzünden 'bir damla su' inmesiyle açılıyor.\n\nO şiir:\n'Yerde ne yapsalar boş \nGöklerden gelen bir karar vardır'\nDiye okununca yanmaya başlıyor...\n\n~\nYeryüzünde çamur atınca izi kalıyor, gökyüzünde iz tutmuyor; güneş balçıkla sıvanmıyor.\n...\nSana öyle gelmiyorsa\nYüzüne su tutman gerekiyor\nGözünün ışıkta kamaşması gerekiyor\n~\n\nEy göklere susasayanlar,\nEllerinizi açık tutun yerde,\nSâdece kalbinizle dokunabilirsiniz gök-yüzü-ne böylece...\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr\nGökyüzü-ne bir pipetle bakmayı bırakınca görülür\n~","id":202506230737,"flower":"flower.svg"},{"text":"~\nAşkla, müzikle ya o şarapla sarhoş olmak, kendinden geçmek lazım, zira ayık kafayla güzel görülmez...\n[S. Şirâzî zevkiyle]\n\nTamamen ayık olmak, hiç esrimemek halüsinojenik, psikoaktif bir deneyimdir.\n[A. Kadrî]\n\n~\nDün gece ne idi öyle azizim\nO sazların niyazı, o devran\nO bal dudaklardan akan\nNeye ben diyeceğimi bilemeyişim\n~\n\nMeğer asıl illüzyon, asıl sarhoşluk, bizim varlık komasında geçen ayık hallerimizmiş...\n\nİçsen bu sudan dostum bir daha...\n\nZihnin ayılması için aşktan özge ilaç olmaz...\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nAsıl çılgınlık ayık durmak olur\n\n~","id":202506220833,"flower":"lily.svg"},{"text":"~\n'Ben-im Arzu-m'\n\nArzunun vâr olmak için kavramlara ihtiyacı vardır.\n\nİlkin bir şey hayâl edersin, bir 'ben' ve gelecekte onun başına gelecek istenen bir hâl-i...\n\nPeki bu nev'i düşünceler olmadan, geriye kim kalır ki ne isteyecek? \n\n'Yapay bölünmüşlük fikri'nden büsbütün vazgeçildiğinde yapışıp kalan arzu da akıntıya karışır. \n\nBir buluta sarılı, buluttan ip yumağı mı olur? Bir nefeste hepsi dağılır...\n\nÇünkü aslında şimdi hiçbir şey eksik değildir.\n\nBir an, saf ve bölünmemiş bir aynada gösterir kendini, kendi-ne... \n\nİşte o an, 'arzulayan' diye bir şey yoktur; sâdece biteviye var-yok-oluş akışı...\n\nSadece olmakta olan vardır\nAma şimdi bir b-aşka...\n\nVe sonra anlaşılır ki: \nArzunun kendisi, aradığın şeyden kaçıştır:\nOl-an-dan\nHak'tan\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nArzunun bâtıl olduğu anlaşılır \n~","id":202506210700,"flower":"hibicus.svg"},{"text":"~\nDalga, çok çalışarak okyanusa dönemez \nBulut, ne kadar çabalasa gökyüzü olamaz\nRüya, rüyada kendini geliştirse, yine de rüya gören olamaz\n\nBenzer şekilde şahsen-kişisel benlik ego-nefs bir sürecin sonunda zâten farkındalığa dönüşemez.\n\nDalga zaten okyanusun yapıp etmesidir \nBenlik zâten farkındalıktan yapılmıştır\n\nMadem öyle \nAşk ile bir daha okuyalım \n\nDalga okyanusu arayamaz\nÇünkü onun kucağında doğmuştur\n\nBulut gökyüzünü özleyemez\nÇünkü ondan nefes alır\n\nRüya, rüya göreni aştığını sanır\nOysa uyanık-ken yoktur bile\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr\nArayış-direniş eyleminin varlığı 'şahsî'\nYokluğu 'Zâtî' diye görünür durur \nDalga olmasa denizin varlığı belli mi olur\n\n~","id":202506200738,"flower":"cherry-blossom.svg"},{"text":"~\n'Kendimi nasıl sevebilirim?'\nDiyorsun ya...\nKendini sevemezsin\nZira kendini tanımıyorsun?\n\nBir bedende geçen \nOto-biyografi-ye ben-im diyorsun \n\nKendini sevmek, yalnızca\nKendin Olmana izin vermektir\nYani olmakta olanın\nOlmasına izin vermektir. \nRıza lokması yutulunca\nÂlem senden râzı olur \n\nNe bedensin ne de zihinsin sen \nSen, \nEzeli ve Ebedi Şimdi'sin.\n\nBurada-Şimdi Ol\nBu Mevcudiyet Ol\nBu Mevcudiyetle dol\nYalnız-ca Ol\nSessiz Ol\nGözlemci Ol\nGöz-kulak Ol\n\nÂşık olma bir nesneye bir kimseye\nAşk ol-sun-kendin-i-her-nesneye\n\nAşk Olmak...\nVar-yok-oluşun farkında Olmak\n\nHer an ol-ana âşık ol\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nAşkın nefesiyle, yeni sabaha ve şe'nnn güne selâm selâm olur\n~","id":202506190740,"flower":"flower (3).svg"},{"text":"~\nDerin bir sessizlikte, hiç doğmamış olanın gözleriyle bakıyorsun. \n\nNe bir izleyici var, ne de izlenen. \n\nSadece bu: \nOLan\n\nDalgalar kendiliğinden kabarıyor, kendiliğinden dağılıyor. Okyanus, kendini unutup dalga diye ağlıyor. \n\nPeki kim ağlıyor? \n\n'Sen' diye bir merkez yok ki bu boşlukta...\n\n 'Ben' dediğin, sadece bir rüzgârın geçici hışırtısı. \n\nDoğurmamış, doğmamış bir hiçlik ki, kendini 'her şey' sanıyor.\n\nYanılsamanın ihtişamı bu\nYalan Dünya'nın ana fikri bu \n\nTam bitti derken dil zevkimiz tuttu\n\nBütün bunlar,\nKendisine 'olan' biri\nOlmadan oluyor.❞\n\nAzeri dilimizde\nBaş vermek\nOlmak\nVukû bulmak demek\n\nÖyleyse mottomuz ne demeye gelir:\n\nHər şey kimsəsiz baş verir. ❞\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nBeden-zihin merkezinde aktör olmasa da devran döner durur\n`","id":202506170853,"flower":"flower.svg"},{"text":"~\nHerkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş\nBâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş\n~\nAslını kaybetmiş her ne varsa arar\nAslına dönmek için bir uygun an arar\n[Cenâbı Mevlevî'den]\n\nDünyada tek uçlu sopa bulunmaz çünkü zihin tek uçlu sopayı tutamaz.\nSenin dünyan \nSenin zihninden\nBaşka yerde\nBulunmaz \n[A. Kadrî]\n\nDualite\nÇift kutupluluk\nİkilik\nDoğası gereği\nDurmaksızın\nDengeye geri dönmeyi\nArar\n\nDahası \nİkilik, özünde,\n'Dengeye dönme' arzusudur. \n\nKendi zihniniz\nİki uçtan dalgalar yaratmadan\nDuramaz\n\nArzular, korkularla dengelenir.\nZevkler, acıyla beslenir \nMutluluk istemek, hüznü ve üzüntüyü yaratır.\nGram aydınlık, gram karanlığın çukurunu örter \n\nİki ucun ortasında \nKalbin merkezinde kal\n\nSükûnettedir asıl merkezimiz bizim\nSessizlik, bizim doğal denge hâlimiz, kalbimiz evimiz...\n\nRüyasız derin uykulardan biliriz...\nDenge, dinginlikle birdir. \n\nHevesle yılgınlığı,\nCan sıkıntısıyla, öfkeyi\nBir tahterevalli gibi\nSâkin kalbimize kuran\nYalan dünyanın\n\nHangi ucuna gitsen\nVe orda kalmak istesen\nÇalkalanır bu deniz\nBozulur dengemiz\n\nÖyleyse dalgalar yaratmayı bırak\n\nMerkeze düş\nSessizce\nRahatla\n\nNefesini yavaşlat \nBedenin merkezinde\nKarnındaki mağaraya odakla\nZihnine tepki vermeden\nOradan gözlemle \n\nAncak zihin sakinleştiğinde\nHayat da sakinleşir\n\nOynadığımız o tahterevalli yok mu?\nBir yanında duran yükselir \nDiğer yanındaki alçalır\n\nİyi ama tahteravallinin ortasındaki dinginlik, hiç hareket etmez. \nO, hep oradadır.\n\nOnu bil, onu an, ona ban\nSonra var git gönlünce \nOyna, oyalan\nGerisi yalan\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nZihin nasılsa dünya~da öyle olur\n\n~","id":202506161152,"flower":"leaf.svg"}]