Söyleşi Kayıtları'ndan
İnsanın Kendisiyle Kaldığında Akan
Bir Söyleyişin,
Bir Söyleşinin Kayıtları
[{"text":"[SÖYLEŞİ KAYITLARI'NDAN]\n\n- Birisi, yaşayacağı deneyimleri seçer mi? \n\nYani insanlar, ne tür deneyimlere sahip olacağını önceden belirleyebilir mi?\n\nNe bileyim birisi, ne hakkında rüya göreceğini seçebilir mi? \n\nMesela, eğer fakir olmak, kötü muamele görmek ya da bu nevi şeyler hakkında kâbus görüyorsam, bu rüyayı anında değiştirmek mümkün müdür? \n\nHâsılı deneyimi değiştirmek mümkün müdür?\n\nVarlık cümlesini bir bir okuyoruz\n\n• ZÂT-en\n•• İSİM-ler\n(O isimleri renklendiren)\n••• SIFAT-lar\nVe o sıfatların\nAnda olan sahneye yansıyan \n•••• OLUŞ-ları şeklinde kendini açıp duruyor\n\nBir kürenin yüzeyinde geçen hayatta, \nBir-çok seçim yapabiliyormuş gibi görünsek de \nBu seçimler sadece görünüşte, \nYüzey-sel olarak öyledir. \n\nNe varsa sûret-a...\n\nSadece özne olarak 'sen' görünüşte bir yanılsama değil böyle bir sen-den açığa çıkan nesne olarak 'seçimler' de görünüşte bir yanılsamadır. \n\nYani seçimlerin ancak senin kadar gerçektir.\n\nBu türden bir okuma, rüya görmeye çok benzer...\n\nHem rüyadaki karakterler hem de onların seçimleri sadece görünüştür, gerçekliği yoktur ve rüya hikayesinde geçer sadece...\n\nBu yüzden, hayal ve geçeği ayırma hassasından yoksun zihin için, çok gerçek gibi görünseler de hikayedeki karakterler ve onların yaptığı seçimler tamamen hayâlî (fantastik) yani gerçek (realistik) olmayan görünüşlerdir (tecellî). \n\nGölgede duranın gölgesi olmuyor...\n\nTamam, zihin perspektifinden, oyunda 'ben' diye-bilinen karakter, 'ben'in bu rolü, bir seçim yapıyormuş gibi görünüyor... \n\nAma zihin tezgahının kendisi de yegane varlığın eylemesi yani sadece anlık enerjik bir etkisi olduğu için...\n\nGerçekten 'ben' adında bir varlık olduğunu yani, bütünden ayrı bir karakter olduğunu kesin bilmenin veya o sahnede herhangi bir 'seçim'in gerçekten yapıldığından emin olmanın bir yolu yoktur. \n\nZihnin yorumunu olduğu gibi kabul etmeyin, kafa sesinden gelen açıklamaları hemen gerçek sanmayın.\n\nFilm icabı\nBir 'sen' veya 'ben' \nVarmış gibi görünebilir \nAncak böyle bir 'sen' veya 'ben' \nSadece anlık bir görünüştür...\n\nTıpkı bir rüya deneyiminde yaşanan 'sen' veya 'ben' hissi ve onların başından geçen sözde olaylar, olaylar gibi...\n\nAslında rüyanın hiçbir yerinde bir 'sen' veya 'ben' karakteri yoktur. Hiçbir yerde gerçekten bir 'seçim' yapılmaz.\n\nYegâne oyuncunun yatağı hiç soğumamıştır ve bir yere gittiği de yoktur değil mi?\n\nAma zihin hâlâ bir 'ben'in seçimler yaparak kaderini değiştirdiğini filan var-sayabilir. \n\nAncak böylesi bir 'ben', \nZihin tarafından yansıtılan \nBir var-sayımdan ibarettir. \nLakin inanıldığı anda hissi gerçektir!\n\nSözde 'seçim' de zihin tarafından yansıtılan bir varsayımdır. \n\nZihin'in perspektifinden, her şey mantıklı görünür. \n\nNe var ki zihin tarafından yansıtılan, kendi içinde tutarlı varsayımlar dışında, mantıklı hâle getirilecek hiçbir şey yoktur.\n\nTıpkı bir örümceğin ilkin ağını içerden dışarı atması sonra dışarda o ağın, o zayıf evin üzerinde yürümesi gibi...\n\nZihin ve etkileri, kendine mantıklılık ören, bütünlük-süreklilik yaratmaya çalışan böylelikle kişi hayalini sürdüren enerjik etkilerdir.\n\nMantıklılık, zihin tarafından yansıtılan ve aynı zihin tarafından tüketilen bir var-sayımdır ve bu anlamda kerameti kendinden menkûl bir hayâlden ibarettir. \n\nBu nedenle, kendi kendini besleyen bir döngü gibi görünür. \n\nİşte tam da bu yüzden, zihin tarafından yansıtılan bu mantığı ciddiye almayın.\n\nSualinize dönecek olursak...\n\nHayır, aslında ne hakkında rüya göreceğini seçen öyle bir 'sen' yoktur. \n\nRüya deneyimleri kendiliğinden otomatik olarak ortaya çıkar, rüya siparişi verebilecek kimse yoktur değil mi?\n\nİronik bir şekilde, rüya hikayesi içinde, her zaman bir 'sen' veya 'ben' karakteri varmış gibi görünür ve bu karakter seçimler yapıyormuş gibi görünür. \n\n'Sen' veya 'ben' ve onların seçimleri asla hikayenin ötesine geçmez, rüyada olan rüyada kalır...\n\nMesela, belirli bir hikayedeki 'ben' büyük bir ilerleme kaydediyor gibi görünebilir. \n\nAma insanların hepsi uykudadır\nVe uykuda görülen ancak rüyadır\n\nO hâlde lütfen dikkat edin! \nHikayenin ötesinde aslında bir 'ben' yoktur ve hikayenin ötesinde gerçekte hiçbir ilerleme kaydedilemez. \n\nHikayenin tüm içeriği sadece görünüşte, yüzeyde kalır ve bu görünüşler hikayenin ötesine geçemez, rüyanın dışına çıkamaz.\n\nİşte tam da bu yüzden diyorum ki...\n\nHiçbir şey tebellûr etmez, kristalleşmez ve gerçekte, ardında hiçbir kalıntı bırakmaz, zihindeki izlerden mâada...\n\nYani hikayedeki başarılarla gururlanmana veya başarısızlıklarla üzülmene gerek yok.\n\nNe varlığa sevinirim\nNe yokluğa yerinim\n\nDeyip geçebilirim...\n\nHikayede görünüşte öylece ortaya çıkan deneyimler tamamen öz-erk ve doğal olarak kendiliğindendir.\n\nBunlar hiç kimsenin seçimiyle öyle olmuş değiller... \n\nHoş filmin olay örgüsü, hikayenin kendisi, birinin seçimler yaptığı bir hikaye sunabilir. \n\nAncak tüm hikaye, hiç kimse herhangi bir seçim yapmadan kendiliğinden ortaya çıkar. \n\n'Film icabı' da bu demektir değil mi?\n\nBu nedenle, hikaye içindeki görünürdeki 'birinin' 'görünürde seçim yapması' tamamen boş bir görünümdür, ışık oyunudur.\n\nEvet, görünüşte bir seçim yapmak ve hikayeyi değiştirmek mümkündür ancak bu seçimler ve sonuçlar kimsenin iradesine bırakılmamıştır...\n\nYani görünüşteki bu seçimler ve sonuçları \nAslında en başından beri KAÇINILMAZDIR \nVe tüm kişisel etkilerden yoksundur!\nTamamen boşu-boşuna-dır\nKendi-kendine-dir! \n\nDiğer bir deyişle, yapılmış olsun ya da olmasın tüm seçimler tamamen boştur, boş... \n\nQue sera sera...\nHer şey olacağına varır\n\nOlacak ne varsa olacaktır \nVe olmayacak ne varsa olmayacaktır\nBu kimseye bağlı değildir!\n\nBu cümleler saçma sapan konuşmak gibi 'boş' görünebilir. \n\nAncak senden dinleyenin burada ne demek istediğini bilmese de anladığından hiçbir şüphem yok zira biz bir-biri-mizle pek güzel anlaşırız.\n\nBuradaki ince zevkimiz ise şöyle:\n\nBunca boşluğun içinde\nHer şeyi salıp \nSeçim yapmamanızı \nFilan da savunmuyorum. \n\nHer zaman yaptığınız gibi sözde seçimler yapmaya devam edin. \n\nAma lütfen dikkat edin, bu bir 'sen'in seçim yapması değildir. Bu, O'nun kendiliğinden yapması, kaçınılmaz olara böyle oluşudur\n\n[Ya-sin:82'den]\n'Künnn' emrinin\nAnlık\n'Şe'nnn' açılımıdır\n[Rahmân:29'dan]\n\nSen-ben ifadesini\nkarada denizde taşıyıp dururuz\n[İsra:70'den]\n\nBir yeri ziyaret ettiğinizde, \nAslında O ziyaret eder, \nDahası 'ziyaret ediş'olur\n\nEvde kaldığınızda, \nAslında O evde kalır. \nDahası 'kalış' olur\n\nHer şey öz-erk bir şekilde yapılır. \nKendiliğinden olur\n\nHer şey görünüşte, birilerinin tercihiyle rastgele gerçekleşiyor olsa da...\n\nAslında\nHer-şey\nKa-çı-nıl-maz-dır!\n\nŞimdi bu cümleler benim tercihimle, benim marifetimle mi dizildi?\n\nYok canım\nOluyooo öyle...\n\nYûnus değil bunu diyen\nKendiliğidir söyleyen\nMutlak kâfir inanmayan\nEvvel-âhir-zaman-benem","id":202502051406,"flower":"lily.svg"},{"text":"[SÖYLEŞİ KAYITLARI'NDAN]\n...\nDurmalı, \nDurulmalı, \nDurulanmalı,\nDurup bakmalı\nKend-iç-i-ne-b-akmalı\n...\nHalka halka genişleyerek\nKendi derinlerime düşersem\nİçe, tamamen içime bakarsam\n...\n- Bu bakış bir şeyleri değiştirir mi?\n \nŞeyler olacağına varır \nBu-hiç-bir-şey-i-değiştirmez \n\nVarsa-yoksa-bir-adım...\n\nDar-alanda ayrı bir kimlikten\n...\nDar-alması olmayan mutlak kimliğe geçen bir adım, yüzünü, perdeden ışığa çeviren bir dönüş...\n\nBu arada...\n\nKi burada artık kimse tanımlanamaz çünkü var olan her şey Kaynak'tır. \n\nDenizde damlanın ismi okunmaz.\nResmi bulunmaz.\n\nBu yüzden kimseden hiçbir şeyi bırakmasını filan istemiyorum hatta ayrı bir kimliği bile...\n\nÇünkü bunların hepsi zaten senin ne olduğunun yönleridir. \n\nSadece, \nKaynağın anlık bir ifadesine yapışmayı bırakarak\nOlan her şeyi 'Kaynak' olarak tanımlayarak\n\nO\nVar \nOlan \nOlmanızı, \nOlanla bir olmanızı\nOl-anı istiyorum\n\nİstediği-m olup durur ben-im...\n\nKi zaten olan bu olduğu için\nŞahsen kimse 'olmakta olanı' yapamaz\nBir şeyleri başarmak için\nÖncelikle 'şimdi olmaması' gerekir değil mi?\n\nİşte bu yüzden bunu hiç kimse yapamaz. \n\nYani ne yaparsan yap, asıl bundan kaçınıyorsun çünkü bu senin sonun olacaktır. \n\nBağları çözülen dağılır...\n\nBu mutlak özdeşleşme seni öldürecektir. \n\nAşkın ilk nefesi\nSenin son nefesin olacaktır.\n\n'Ben' fikri, mutlak özdeşleşme tarafından öldürülecektir, bu yüzden kendini ben-diye-bilen hiç kimse bunu yapamaz, bindiği dalı kesemez, tatlı canına kıyamaz.\n\nNe yaparsan yap, 'ben'in boşluğundan kaçınıyorsun, çünkü 'ben'in yaptığı her şey, varlığına dair endişeden kaynaklanır. \n\nYani 'ben'den, 'ben' düşüncesinden çıkan her şey buna karşı savaşacaktır. \n\nBu yüzden maneviyat ya da gerçeğin kavranması bile bundan kaçınmanın bir yöntemi olacaktır. \n\nÖlümsüz olmak istiyorsun ve ölümsüz olmayı isteyerek ölümden kaçtığını düşünüyorsun. \n\nAsla yapılması gereken o son öldürme işini yapamayacaksın -o kafa kesme işini- \n\nBu yüzden melâmet dersinde denir ki:\n'Lütf u kereminden, kudret elinden, istesen de istemesen de kafan kesilecek\n...\nAma bu senin istemenle olmaz!'\n\n- Pekâlâ başımı uzatıp \n'İşte bak, beni al, al artık canımı!' diyebilirim \n\nİşe yaramaz. \nO seni tanımaz. \n\nRahîm'in olan lütfunu aradığında, asla lütfunu bulamazsın. \n\nLütuf seni aradığında, dikkat etsen iyi olur! \n\nZaten bir şeyler olduğunu hissediyorsun. \n\nZaten aslanın ağzındasın ve bir anda o ağız kapanacak, ama bunun ne zaman olacağını asla bilemezsin. \n\nİşte bu yüzden hep endişeleniyorsun. \nVe hep bir şüphe içindesin. \n\n'Amanın O ağızda mıyım yoksa değil miyim? \n\nKesinlikle içindeyim! \n\nHayır, galiba öyle değilim. \n\nYeterince olgun muyum? \nYeterince hazır mıyım? \n\nDaha olgun ya da daha hazırlıklı olmak için ne yapabilirim? \n\nBunu gerçekten istiyor muyum? \nBelki de hayatımın geri kalanında televizyon izleyen tembel biri olmak istemiyorum. \nHayır, bu 'ben'in yokluğunun sıkıntısını istemiyorum. \nHayır, o 'ben' bundan hoşlanmaz!' \n\nEvet, hepimiz bunlardan geçiyoruz. \n\nVe bunda yanlış bir şey yok. \n\nSadece bunun, evet bunun da O'nun bir işleyişi olduğunu gör. \n\nDağ da kuldur insan da\nVe kul O'nun eylem hâlidir!\n[Ş. Ekberden]\n\nO anda ne kadar endişe varsa, ne kadar fikir varsa, varoluşun ne kadar yönü varsa, tam da o anda olduğu gibi olmak zorundadır. \n\nHer şey olduğunda\nKaçınılmaz olarak öyle olur \n\nBu yüzden hiçbir şeyin gitmesine gerek yok çünkü tüm bunlar var-oluştur. \n\nTüm o küçük endişeler, çiçeklerin açması, bulutların gelip gitmesi, yağmurun inmesi, ağlamak ve o gözyaşları, tüm bunlar var-olan-şeydir, mevcudiyetin nabzıdır...\n\nOLAN-SEN-SİN\n\nSen,\nBen,\nBunun \nBu olanın \nTek bir yönünden \nEn önemsiz ânından bile\nKaçamayız! \n\nOlduğunda\nKaçınma bile \nKaçınamayacağın bir şeydir. \n\nBu yüzden hiç gam yeme...\n\nVe sen Kaynak ya da KALB'in ta kendisi olduğun için, var olan her ne ise OLDUĞUNDA sen osun. \n\nBundan kaçınmaya çalışmak, buna direnmek, bunu aramak bile BU-nun bir parçasıdır.\n\nDalga ne yapsa okyanusun kucağındadır \nDahası dalga zaten okyanusun yapmasıdır vesselam...","id":202501301432,"flower":"flower (12).svg"},{"text":"[SÖYLEŞİ KAYITLARI'NDAN]\n\nRüya göreni rüyada bulabilirsin, ancak rüya göreni rüya gören şeyi bulamazsın. \n\nRüya göreni, rüya göreni veya o rüyanın, rüyasın göreni bulamazsın.\n\nRüya BU ya...\n[A. Kadrî]\n\nVe\nBu\nSen\nSen\nOlma-yasın\n\n- Doğum kontrolünü denedim\n\n- Çok komiksiniz...\n\n- Doğan öyle biri yok\n\n- Ve?\n\n- Evet işte. Doğum kontrolü işe yaradı. Diyebilirim ki, hiç doğmadığımı fark ettim. \n\n- Yani doğum kontrolü işe yaradı.\n\n- Hayır hayır, benim için bu tek... \nVe kaçınılmaz olarak böyle...\nHer ne olursa olsun... \n\nYani bu doğum kontrolü gibi bir şey. \n\nİki sıvının birleşmesinden önce zaten olduğun şey olmak. \n\nArıdan ve baldan önceki tatlılık gibi...\n\nVarlığının bir bedenin görünmesiyle ya bir deneyimin başlamasıyla gelmediğini anlamak. \n\nDoğmuş bir bedenin ya herhangi bir şeyin varlığına rağmen O olmak...\n \nİşte bu, doğum kontrolü gibi bir şey.\n\nVe her şey olmadan önce zaten orada olan O şey olmak. \n\nBuna mutlak doğum kontrolü diyebiliriz hatta varlık bile olmadan önce var olansın sen!\n\nBu anlamda, benim için önemli olan biricik şey bu. \n\nGerisi, mükemmel bir kişiye benzemek ya faydalı bir şeyler bir şeyler yapmak ve bundan bir amaç devşirmek, hepsi hepsi ikinci el idrakler, bidolu laf kalabalığı.\n\nBu sadece, kişisel hayatınızı biraz kontrol altında tutmaya çalışmak gibi bir şey. \n\n- Veya çok şeyler aramak, bir şeyler bulmak gibi...\n\nSonradan bulunan her şey yine kaybolabilir.\n\nAma belki de insanların bu kapıya gelmelerinin ana sebebi bu. ..\n\nSadece O'na \nAncak O'na işaret ediyorum. \nVe başka hiçbir şeye dikkat kesilmiyorum. \n\nOnların doğasında ne olduklarına, bedenin veya kişiliğin nasıl olduğuna bağlı olmayan o bağsız şeye, iki ucu açık bir ipliğe... \n\nHareket etmesine\nYa hareket etmemesine bağlı değil\n\nYa birinin ne hissettiğine \nYa ne hissetmediğine... \n\nHer şey için çok geç. \nHiçbir benim değil... \n\nBu benim alanım değil. \nKesinlikle değil.\n\nBu yüzden tüm konuştuğum, burada olmayan O'dur. Şimdi ve burada değil.\n\n- Evet.\n\n- Yoğisem çok tembelim. Çünkü aksi halde bu Sisyphus'un işi gibi - sürekli denersin ve sonra kişiliğin geri gelir. \n\nVe sağlıklı insan da buna benzer bir şey...\n\nAma sonra tekrar çöker ve bu da... \n\nHer kişi halinin, cümle hayatı ve ne olursa olsun... \n\nPek narin ve çok geçici... \nVe tamamen kırılgan. \n\nHer an herhangi bir hastalıkla, bir-kor-onayla, virüslerle, bir haberle veya ne olursa olsun yok-yere çökebilir.\n\nBir yel eser\nBir tel kopar\nVe dağılır toplananlar \n\n- Sağlık olsun...\n\nO da ayrı bir komedi \nKırk yıl sağlıklı, dengeli, doğal beslenirsin ve sadece küçük bir darbe ile pıttt diye gitti biriken ne varsa; kontrol işe yaramaz.\n\nAma işe yarayabilecek tek şey, olduğunuz gibi olmak. \n\nVe bu tam doğum kontrolüdür. \n\nNe yaparsan yap; olduğun şey asla doğmaz asla ölmez...\n\nSenin olduğun şeyin, seni oynayan şeyin, ebedî yaşamı...\n \nİşte bu... \n\nOnu rahatsız edebilecek kimse yok. \n\nBu, hiçbir şeyle bozulamayan senin huzurundur, senin hazırındır.\n\nAma içinde ben-diye-bileceğin hiçbir şey yok\n\nVe bir şeyleri değiştirmek için değil eğlenmek için konuşabiliriz:\n\nBu bir eğlence gibi, şe'nlik yeri... \n\nHakk'ı seven âşıkların, eğlencesi tevhid olur...\n\nAma hepsi, hepsi bu kadar işte. \nCiddi bir şey değil. \nCiddi anlamda ciddi değil... \n\nBu yüzden yalnızca buna, yalnız işaret ediyorum.\n\nHAMİŞ:\nYunan mitolojisindeki Sisyphus'un hikayesi...\n\nSisyphus, ölümden kaçmak ve tanrıları kandırmak gibi suçlar işlemiş bir kraldır. Ceza olarak, Hades tarafından bir kayayı sürekli olarak bir tepeye çıkarmakla görevlendirilmiştir. \n\nAncak kaya her seferinde tepeye ulaşmadan önce aşağı yuvarlanır ve Sisyphus işe yeniden başlamak zorunda kalır. \n\nBu yüzden 'Sisyphus'un işi' terimi, bitmeyen, tekrarlayan ve sonuçsuz kalan çabaları, anlamsız ve yorucu işleri ifade etmek için kullanılır.\n","media":{"sira_no":15578,"parca_adi":"Hakkı seven aşıkların","seslendiren":"S. Özer","url":"https://www.mediafire.com/file/vdf7h2cfb24cg3t/hakkiseven_sami.mp3","share":"https://benolanben.com/dinle/fihimafih&15578"},"id":202501272115,"flower":"floral.svg"}]