Sabah Neş'esi
[{"text":"~\n'Kendimi nasıl sevebilirim?'\nDiyorsun ya...\nKendini sevemezsin\nZira kendini tanımıyorsun?\n\nBir bedende geçen \nOto-biyografi-ye ben-im diyorsun \n\nKendini sevmek, yalnızca\nKendin Olmana izin vermektir\nYani olmakta olanın\nOlmasına izin vermektir. \nRıza lokması yutulunca\nÂlem senden râzı olur \n\nNe bedensin ne de zihinsin sen \nSen, \nEzeli ve Ebedi Şimdi'sin.\n\nBurada-Şimdi Ol\nBu Mevcudiyet Ol\nBu Mevcudiyetle dol\nYalnız-ca Ol\nSessiz Ol\nGözlemci Ol\nGöz-kulak Ol\n\nÂşık olma bir nesneye bir kimseye\nAşk ol-sun-kendin-i-her-nesneye\n\nAşk Olmak...\nVar-yok-oluşun farkında Olmak\n\nHer an ol-ana âşık ol\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nAşkın nefesiyle, yeni sabaha ve şe'nnn güne selâm selâm olur\n~","id":202506190740,"flower":"flower (8).svg"},{"text":"~\nDerin bir sessizlikte, hiç doğmamış olanın gözleriyle bakıyorsun. \n\nNe bir izleyici var, ne de izlenen. \n\nSadece bu: \nOLan\n\nDalgalar kendiliğinden kabarıyor, kendiliğinden dağılıyor. Okyanus, kendini unutup dalga diye ağlıyor. \n\nPeki kim ağlıyor? \n\n'Sen' diye bir merkez yok ki bu boşlukta...\n\n 'Ben' dediğin, sadece bir rüzgârın geçici hışırtısı. \n\nDoğurmamış, doğmamış bir hiçlik ki, kendini 'her şey' sanıyor.\n\nYanılsamanın ihtişamı bu\nYalan Dünya'nın ana fikri bu \n\nTam bitti derken dil zevkimiz tuttu\n\nBütün bunlar,\nKendisine 'olan' biri\nOlmadan oluyor.❞\n\nAzeri dilimizde\nBaş vermek\nOlmak\nVukû bulmak demek\n\nÖyleyse mottomuz ne demeye gelir:\n\nHər şey kimsəsiz baş verir. ❞\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nBeden-zihin merkezinde aktör olmasa da devran döner durur\n`","id":202506170853,"flower":"floral-design.svg"},{"text":"~\nHerkesî kû dûr mand ez asl-ı hiş\nBâz cûyed rûzgâr-ı vasl-ı hîş\n~\nAslını kaybetmiş her ne varsa arar\nAslına dönmek için bir uygun an arar\n[Cenâbı Mevlevî'den]\n\nDünyada tek uçlu sopa bulunmaz çünkü zihin tek uçlu sopayı tutamaz.\nSenin dünyan \nSenin zihninden\nBaşka yerde\nBulunmaz \n[A. Kadrî]\n\nDualite\nÇift kutupluluk\nİkilik\nDoğası gereği\nDurmaksızın\nDengeye geri dönmeyi\nArar\n\nDahası \nİkilik, özünde,\n'Dengeye dönme' arzusudur. \n\nKendi zihniniz\nİki uçtan dalgalar yaratmadan\nDuramaz\n\nArzular, korkularla dengelenir.\nZevkler, acıyla beslenir \nMutluluk istemek, hüznü ve üzüntüyü yaratır.\nGram aydınlık, gram karanlığın çukurunu örter \n\nİki ucun ortasında \nKalbin merkezinde kal\n\nSükûnettedir asıl merkezimiz bizim\nSessizlik, bizim doğal denge hâlimiz, kalbimiz evimiz...\n\nRüyasız derin uykulardan biliriz...\nDenge, dinginlikle birdir. \n\nHevesle yılgınlığı,\nCan sıkıntısıyla, öfkeyi\nBir tahterevalli gibi\nSâkin kalbimize kuran\nYalan dünyanın\n\nHangi ucuna gitsen\nVe orda kalmak istesen\nÇalkalanır bu deniz\nBozulur dengemiz\n\nÖyleyse dalgalar yaratmayı bırak\n\nMerkeze düş\nSessizce\nRahatla\n\nNefesini yavaşlat \nBedenin merkezinde\nKarnındaki mağaraya odakla\nZihnine tepki vermeden\nOradan gözlemle \n\nAncak zihin sakinleştiğinde\nHayat da sakinleşir\n\nOynadığımız o tahterevalli yok mu?\nBir yanında duran yükselir \nDiğer yanındaki alçalır\n\nİyi ama tahteravallinin ortasındaki dinginlik, hiç hareket etmez. \nO, hep oradadır.\n\nOnu bil, onu an, ona ban\nSonra var git gönlünce \nOyna, oyalan\nGerisi yalan\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nZihin nasılsa dünya~da öyle olur\n\n~","id":202506161152,"flower":"flower (13).svg"},{"text":"~\nUyanmak, bir rüyada olduğunu fark etmektir. Peki ya sonra? Rüya devam eder, eder amma artık senin için ‘gerçek’ değildir.\n[J. McKenna]\n\n~\nŞimdi değil sonra \nBurada değil orada\n~\nYarın gelecek\nOrada kıyameti göreceğiz \n`\nUyanışın bir yolculuk olduğunu sanıyoruz oysa aradığın şeyle aranda mesafe falan yok. \n\nVar olan yalnızca deneyim: anlık, bütün, tam ve bölünmemiş...\n\nDeğişen aman ve mekân belirir, ama değişmeyen farkındalık hep şimdi, hep burada hep hazır... \n\nUlaşılacak bir şey yok\n... \nSadece arayışı bırak\nSadece dur.\n...\nSâdece bir bak. \n\nAmaaan\n... \nBakamıyorsan da sorun yok, zaten bakan da bakamayan da sen sandığın değil-sin!\n\n~\nVaracağın yerdesin\nBineğinden inebilirsin\n~\n\nUyanış, bir zaman ulaşacağını bir varış noktası değil, geriye dönüp baktığında hiçbir yere gitmediğini fark etmektir.\n[A. Kadrî]\n~\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nBırakırsan geçmiş olur\n\n~","id":202506150753,"flower":"flower (2).svg"},{"text":"~\nRabbânî latîfe \nUyanış,ay tam bir şakadır çünkü elde edecek bir şey değildir ama yine de onu elde etmek için mümkün olan tüm çabayı göstermen gerekir.\n\nNasıl ki bir rüyada koşup durursun da uyandığında bir yere varamazsın, işte 'aydınlanma' dediğin de öyle... \n\n'Ben aydınlandım' diyen, hâlâ rüyadadır! Öyle çünkü aydınlanacak bir 'ben' yok ki! \n\nO 'ben' dediğin, zaten aradığın şeyin ta kendisi değil mi? \n\nAma işte, bunu anlamak için önce delicesine arayacaksın, didineceksin, çabalayacaksın... \n\nTa ki 'arayan da aranan da benim' diye gülene kadar. \n\nSonra bir bakacaksın ki... \n\n'Hiçbir şey olmamış.' \n\nÇünkü hep 'buradaydın' zaten. Sadece kendini varlık komasında unutmuştun.\n\nVe şimdi... \nUnutuş da silindi\nNe varsa bir isimdi\n\nGeride ne kaldı?\n\n( Sessizlik... ) \n\nİşte o, asla söylenemez.\n\nSabahunnûr ve's-sürûr \nOto-biyografinin unutulduğu filtresiz bir şimdide flaş patlar durur\n~","id":202506140841,"flower":"rose.svg"},{"text":"~\nCennetten çıkmadan adama bir ayna verdi; arkasını gösteren ayna... Böylece geride kalanları görebilsin yani bir hafızası olsun ve geçmişini taşıyabilsin, hatırladıkça yanabilsin.\n[Boris Akunin, Azazel]\n\nHalk içre bir âyineyim herkes bakar bir ân görür\nHer ne görür kendi yüzün ger yahşi ger yamân görür\n[N. Mısrî'den]\n\nAydınlanmanın doğası nedir?\n\n- Her şeyi gösteren ama hiçbir şeyi tutmayan berrak bir ayna...\n\nŞimdi nefesini yavaşlat; hızlandıkça buğulanıyor bak berrak ayna...\n\nPeki hava üzre döşenmiş bir aynanın, kazanacak neyi var?\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nGerçekten senin olan asla kazanılmaz sadece hatırlanır\n\n~","id":202506130727,"flower":"branches.svg"},{"text":"~\n'Kişisel eylem' diye bir şey var mıymış?\n\nBir bedende dönen hikayenin arkasına saklanmış 'yapıcı-fâil' iddiasıymış... \n\nGeçmişin hayaletleriyle beslenen, gelecek hayalleriyle şişirilen bir balonmuş... \n\nTop oyundayken\n'Ben vurdum, ben kaçırdım, ben alkış aldım' diyen biriymiş... \n\nPeki, 'ben' dediğin 'ne' imiş? \n\nBir düşünceden ibaret, bir hayalet, bir yankıymış...\n\nÖyleyse \n'Attığım Gol'\nDiye bir şey yok!\n\nTop zaten ağlara düşmüştü sen 'vurduğunu sanmadan' çok önce...\n\nHakikat cümlesi tersinden okununca...\n\n'Kişisel eylem' denen koca bir yanılsama çöküyor. \n\nGeriye ne kalıyor?\n\nYalnızca hareket\nBüsbütün akış \n\nDalganın kabarması, nefesin alınışı, elin kalkışı... \n\nEli kontrol eden hiçbir yerel güç olmadan.\n\nAmel-i sâlih?\n'İyi iş' diye çevirirler ama 'iyi'yi kim tanımlar? \n\nKutsal olan, ayrıca 'yapan'ın olmadığı eylemdir.\n\nBulut yağmuru 'yapmaz', ateş yanmayı 'seçmez', çiçek kokusunu 'esirgemez'\n\nMotivasyon mu?\nDoğal motivasyon, kendini var-sanın yokluğunda işleyen canlı mekanizmadır, 'alçağa akan sular' belki böylece anlaşılır.\n\n'Ben' susunca, evren kendi dansını başlatır. \n\nBaşarı peşinde koşmayı bırakır-san... \nAnlaşılır ki...\n\nÖne geçme yarışı \nMüsabaka\nZaten hiç başlamamıştı...\n\n'Doğru eylem' diye bir şey yok!* Çünkü 'yanlış'ı icat eden zihin, 'doğru'yu da uydurdu. \n\nİki uç düşünce geriye ne kaldı?\nŞu an zaten olan.\n\nŞimdi top ağlarda... \nOysa sen hiç vurmamıştın\n\nGüneş şimdi bir başka doğdu \nSabahunnûr ve's-sürûr oldu\n\n~","id":202506120714,"flower":"jade.svg"},{"text":"~\nÖzgürlük\nSadece burada\nSâdece şu anda vardır. \n\nEsâret ise sadece geçmişte ve gelecekte vardır.\n\nDünkü nefesle yaşayamaz, yarınki adımla yol alamazsın, 'sonra gülerim' şimdi bile komik bir cümledir...\n\nNefes, adım, gülümseme şu anda vardır \n\n--*--\n--*--\n--*\n\nNefesini izle;\nŞükür hayattayız\nŞükür hayattayız\n\nGeçen her nefes\nYüzünde bir gülümseme;\nŞükür farkındayız\nŞükür farkındayız\n\nUsulca inen ilk adımla yeri ve ayağını tam hisset;\nŞükür ayaktayız\nŞükür ayaktayız \n\nSesini duyalım ama \nKulağın bayramı böyle olur daaa...\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr\nİçimizde bir lamba bulunur\nBu lambanın yağı, nefesimiz, adımlarımız ve huzurlu gülümsememizdir. \n\nBizim zevkimizse lambayı u-yanık tutmak durur\n\n~","id":202506110744,"flower":"flower (14).svg"},{"text":"~\nÖyle göründüğü-ne aldanma\nSen asla bir dalga değilsin \nSen, kendini dalga sanan Okyanus'sun \nAyrılık, suyun üzerine çizilmiş \n-Bir-çizgiden-ibarettir-\n[W. Liquorman'dan]\n\nİnna lillah\nVe inna ileyhi râciun\n\nO'nun tezâhürüyüz\nO'na dönüp durucularız...\n[Bakara:156 zevkiyle]\n\n'Her şey aslına döner'\nNe isek ona geri döneriz \nAma yine de bu bile doğru değildir\nÇünkü hiç ayrılmadığımız bir yere 'geri dönemeyiz'\nTıpkı bir dalganın okyanusa \nAsla gerçekten 'geri' dönemeyeceği gibi. \nZira O her zaman Okyanus'tu, \nKaynağını bir an bile terk etmedi.\n\nDalga okyanusa sorar: \n'Neden bu kadar huzursuzsun?' \n\nOkyanus güler: \n'Sen benim huzursuzluğumsun!' \n\nBu zevkte, gerçeğin 'farkına varmak', kimlikte adı yazılı senin benim yani dalganın, okyanus olduğunu fark etmesi filan değildir. \n\nOkyanus, kendini senin içinde, sen olarak fark eder ve hiçbir zaman sadece bir dalga olmadığını ortaya çıkarır ve körü körüne aldanılan bir inancın ortadan kalkması dışında hiçbir şey değişmez.\n\nBir dalga, kaynağını unuttuğunda korkar. \nKaynağını hatırladığında ise \nKorkunun da bir 'dalga' olduğunu görür.\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nSanki bir ömür, el freni çekili bir aracı kullanarak geçirmişiz ve aniden, fren bırakılmış gibi olur\n~","id":202506100747,"flower":"lavender (4).svg"},{"text":"~\nBoşluk formdur\nForm da boşluk \n~\nTüm fenomenler, sabit bir özden yoksundur (sunyata) ve gerçeklik, zıddı olan çift kutuplu (dualite) kavramlarla sınırlandırılamaz\n[Elmas Sutra'dan]\n\nHer şey maddedir maddedir ama madde, madde değildir \n[H. L. Şuşud]\n\nMaddenin varlığı yoktur, yavaşlayarak donmuş görünen titreşimden ibârettir. Size gerçekliğin fiziksel olduğunu söylediler ama dokunduğunuz, hissettiğiniz, öyle inandığınız her şey, bir anlığına bir formda sıkışmış frekanstan ibârettir.\n[Quantum Facts]\n\nOkyanusta-n beliren her akış, geçici bir isim ve formla çevrelenmiş, okyanusun enginliğidir. Beden, bilincin enginliğinin bir titreşimidir, ismi ve formu olmayana geçici bir isim ve form verir.\n[R. Spira zevkiyle]\n\nForm, titreşim-i uyum bulduğunda ortaya çıkan şeydir yani madde, aks-ı sadâya benzer. Merkez kaynaktaki bilinçten alıyor haber.\n[A. Kadrî]\n\n~\nRûhullah-olanın-ifşâsı bu idi:\n\nBaşlangıçta\nLOGOS\nSöz vardı\nSöz Tanrı'da idi\nSöz Tanrı idi ❞\n\nYokluk var görünmeye nasıl başladı?\n\nZâtından sıfatlarını açan\nBir nefes üflendi\nKaynaktan\nBir 'Künnn' emri geldi\nOL akışı \nBir SES salışı\n~\nVe yüzeyde \nDalgalar belirdi\n~\nSonunda \nSÛR'a üfleniyor\nİşte başlıyor \nDağların yürüyüşü\nToplananların dağılışı\n~\n\nÖyleyse \nOKU emrine kulak kesil\n\nAma değil \nKuru kuru okuyup inanmak\nAslını\nDuya duya inanmak\n\nÖnce kulak işitecek kulak!\n\nSöz'ü okumak demek\nDuyup uyum sağlamak \nAkord olduktan sonra\nO sözle bir akmak\nO söze dil olmak\nO söz olarak duyulmak demek \n~\n\nÂkıbet kulak açılınca...\nGerisini düşünme \n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nKişi yumağı çözülünce \nDamla-da-deryâ olur\nGerçekliğin şarkısı duyulur\n~","id":202506091207,"flower":"flower (14).svg"},{"text":"Aradığın ışık, direndiğin karanlıktan doğar.\n\nAçık ol\nRahat ol\nTeslim ol. \nSâkin ol. \n\nLütfun, keremiyle işini yapmasına izin ver lütfen\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nYıkım, boşaltım, a-ş-kım\nÖlmeden ölmek böyle olur","id":202506080733,"flower":"lavender (4).svg"},{"text":"~\nŞikayet, suçlama olan yerde\nHuzur, bereket kalmaz olur\n\nZihin şikayet etmeye başladığında buna bir güzel ayna tutalım; üzerimizdeki nimetleri sayalım mı?\n\n• Yürüyen ayak büyük nimet\n3 adım atın; her adıma elhamdulillah \n\n• Batmadan rahat nefes almak büyük nimet\n\n~~ • ~~\n~~ • ~~\n~~ • \n\nDerin derin geçen her nefese elhamdulillah \n\n• Gülebilmek yüzünde çiçek açması demek\n\nHadi biraz gül, âlem gülsün böylece elhamdulillah \n\nİçimizde bir kandil lambası var. \n\nO lambanın yağı nefesimiz, adımlarımız ve huzur dolu gülümsememizdir. \n\nBu mevsimde bizim zevkimizse lambayı u-yanık tutmaktır.\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr \nNefes varsa imkânı geniş durur\n\n~","id":202506070942,"flower":"lavender (3).svg"},{"text":"~\n- Egonun temel doğası nedir?\n\nMemnuniyetsizlik, tatminsizliktir. \n\n- Bunu nereden biliyoruz? \n\nÇünkü her zaman\ntatmin arayışındadır.\n\nBir şey, zıddı olan bir zeminde kendini belli edebilir ancak\n\nNokta kadar aydınlık\nNokta kadar karanlığı örterek kendini izhar edebilir ancak\n\nŞimdi olmanın basit gerçeğiyle, tüm 'Hak: var olanın doğruluğu' sonsuz bir şekilde kendini kanıtlıyor:\n\n'Şimdi olan'\n\nŞimdi \nSadece bak\n\nGördüğün şeyi\nHiçbir inkâr olmadan izle. \n\nŞimdi \nSadece dinle\nDuyduğuna hiçbir itiraz etmeden kulak ver. \n\nŞimdi \nSadece hisset\nAlgıladığın şeyi yargılamadan kabul et. \n\nPeki ya 'şimdi' dediğin an çoktan geçtiğinde, geriye ne kalır? \n\nSearch History...\nBelki de sadece bir Google araması tarihi...\n\nLa-kayd-ol\nSabıka kaydı tutma\nYok yere suçlanma\n\nO şimdi bir b•aşka olur \nKabul mu?\nİnkâr mı?\n\nSabahu'n-nûr ve's-sürûr\nE lestu hitâbı\nHer an sunulur\n~","id":202506030639,"flower":"sakura (1).svg"}]