[{"article":{"header":{"date_value":"29 Ağu 2017 04:09","title":"İÇİ-DIŞI BİR","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/21149488_1076268809143242_6717585763002744832_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"[İÇİ-DIŞI BİR]\n \"Zâhirî ibâdetler ve şeriat âdâbı zâhir ehli içindir, bunların hakikatine ulaşmış\n kimse için değildir\" diyen kimse küfre düşmüştür. Çünkü Allah’ın ez-Zâhir ismini\n inkâr etmiş ve bu inkârıyla da el-Bâtın ismini inkâr etmiştir. Zira isimlenen (Allah’ın)\n birliğinden dolayı Zâhir, Bâtın’ın ayn’ıdır. Aynı şekilde \"Şeriat âdâbını yerine\n getirmek, şeriatın zâhiriyle amel etmek yeter; şeriatın sırlarını bilmek, hükümlerine\n vâkıf olmak ve hakikatleriyle tahakkuk etmek gerekmez\" diyen kimse de zındık\n olmuştur. Çünkü el-Bâtın ismini inkâr etmiş ve bu inkârıyla da Zâhir ismini inkâr\n etmiştir.\n\n O'dur, Evvel, Âhir, Zâhir, Bâtın (O'ndan gayrı olarak hiçbir şey yoktur)! O\n Bi-küllî şey’in (Esmâ’sıyla her şey’i yaratmış olan olarak) Alîm’dir. [Hadîd:3]\n\n Bâtın Zâhir’in; Evvel Âhir’in, ezel ebedin, mülk melekûtun, melekût mülkün ayn’ıdır; el,\n avuç içi ve elin tersi ile bir bütündür. Cismânî haşrin ve \"Arzın başka arza\n dönüştürüleceği gün...\" âyet-i kerimesinin sırrını anla!\n\n Bu dünya ve öteki dünya, tek/aynı şeyin görülen (zahir) ve görülmeyen (batın)\n yanlarından ibârettir. Hayat devamlı ve kesintisizdir.\n\n Cennet: İnsanın, rububiyetinin yani varlığının ilahi yanını idrâkidir, tam birlik ve\n huzur halidir.\n\n Cehennem: Sadece bir kul olarak kişisel BENin idrâkidir, nefsaniyettir. Allah ile kul\n arasında gaflet, küfür ve şirk kaynaklı uzaklıktır. Nihayetinde ayıran kendini ayırır,\n sonsuz ayrılık, huzursuzluk ateşinde yakar.\n\n Onun için bilene aynı, bilmeyene gayrı denmektedir. Câhil bir insan kim olduğunu nasıl\n bilir?\n\n O süreçte arz (beden), başka arza (bedene) dönüştürülür, semâlar da (bilinçler de başka\n bir algılayışa)! (Hepsi) Vâhid, Kahhâr olan Allâh’a bârizdirler (içyüzleriyle apaçık\n ortadadırlar) [İbrâhim:48]\n\n Şeriatte olalım emre kâim\n Tarikatte sivây-ı aşka sâim\n Hakikatte bulalım zevk-i dâim\n Şeriatle hakîkatten ayırma\n\n Şeriat zahirimiz eylesin pâk\n Tarîkat hizmetinde olalım hâk\n Hakîkat benliğimiz eylesin çâk\n Şeriatle hakîkatten ayırma\n\n Şeriatle olalım Gaybî fâni\n Hakîkatle bulalım yeni cânı\n Cenâh et zâtına ol iki kânı\n Şeriatle hakîkatten ayırma"}]}},"id":201708290409},{"article":{"header":{"date_value":"29 Ağu 2017 02:59","title":"","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/21147740_1642280899155739_6575478330403848192_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"Şayet kâmil bir insan çokça yerse ve içerse, bundan\n derviş ve talebeleri kâmil insanla kesâfetteki münâsebetleri sebebiyle azami istifâde\n ederler. Şayet kâmil insan riyâzetle meşgul olursa, bundan derviş ve talebeler asla\n istifâde edemezler. Çünkü dervişler ile kâmil insan arasında herhangi bir münâsebet\n kalmamıştır.\n\n Kâmil insanın yemesi, içmesi ve insani münasebetleri, bir sûretin yansımasına sebep olan\n camın arkasındaki kurşun sır gibidir.\n\n Lâtif olanın, manadan maddeye iltifatı, feyz bekleyenler için bir tenezzüldür, kıymeti\n biline."}]}},"id":201708290259},{"article":{"header":{"date_value":"29 Ağu 2017 00:31","title":"Kaf:16","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/21224242_125313431443953_3165271050384572416_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"Gerçek şu ki, insanı kendimizden halkettik. İlmin\n sahibi biziz. Ondaki vesvese olan şeyler (kendini bedenden ibaret sanması) onun\n kendindendir. Biz ona şahdamarından (kendi canından) daha yakınız. [Kaf:16]\n\n Sure-i Kaf'tan sızan müjde ile İÇTEN,\n\n Göklerde olanları ve yerde olanları ve görünmeyen şeyleri ilmiyle var edenin Allah\n olduğunu anladın değil mi? Üç ya da dört değil ancak O vardır ve onlardan beş ya da altı\n yoktur, O vardır. Daha az yoktur ve daha çok yoktur, ancak O vardır. Nerede ne olursa\n olsun O’nunla beraberdir. Ölünceye kadar yaptıkları şeylerden her an hakikatler onlara\n bildirilir. Muhakkak ki Allah bütün her şeydeki ilmin sahibidir. [Mücadele:7]\n\n Sure-i Mücalede'den sızan müjde ile DIŞTAN bizimle birlikte olduğun apaçık ama biz,\n Seni hâlâ göremiyoruz öyle mi?\n\n Gözlerimiz olduğundan, gören ve görülecek SEN olduğundan olmasın. Bu inkılap âleminde\n her zerreden bize bakan sen misin? Seni gören bendeki göz, benim malım değildir. Gören\n nur dahî senin nurundur. İnsanlar balıkların SU İÇRE yaşayıp suyun farkında olmayışı\n gibi nefhâ-yı ilâhinin maddeleşmiş hali olan HAVA İÇRE yaşar ve HER ÂN soludukları halde\n havanın farkına varmazlar.\n\n El-Latîf (Yarattığının varlığında, derûnunda gizli olan) Allah, başkasına görünmez.\n Ehâdiyet âlemi, bahr-i amâdır. Görünmesi misâl aleminde olur, sıfatlarından sezilir,\n ilmi ile bilinir. Ağacın kökleri görülmediği halde ağaç görünüyor ve görünen kısmıyla da\n kökleri olduğu biliniyorsa aynı durum Allah için de geçerlidir. Nasıl bir ağacın kökleri\n daha öncesi çekirdeği el-bâtın, görünen kısmı gövdesi, dalları, yaprağı, meyvesi\n ez-zâhir oluyor ve bu ikisi bir bütün olan ağacı oluşturuyorsa insan da böyledir.\n Görünen kısmı beden ez-zâhir görünmeyen kısmı ruh el-bâtın'dır.\n\n Allah O’dur ki; ilah yoktur, O vardır. Görünmeyen bilinmeyendeki ilmin sahibidir ve her\n an her yerde hazır olandır. O, tüm varlığı özünden varedendir, tüm varlıktan nurunu\n yansıtandır. [Haşr:22]"}]}},"id":201708290031},{"article":{"header":{"date_value":"28 Ağu 2017 02:49","title":"BIRAK KENDİNİ","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/21147668_117828935610050_6285433798721011712_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"[BIRAK KENDİNİ]\n Melekler uçabilirler çünkü kendilerini hafife alırlar hem dile düşen kelimelere de\n ihtiyaçları yoktur.\n\n Kelimeler ağırdır ve kuşlar konuşsalar uçamazlardı... Her kelime, mânâyı bir yerinden\n örtüyor diye daha az kelimeyle konuşmaya çalışacağız.\n\n Nefsini tanımada sabırlı ol. Sabah, akşam varlığın iç yüzünü anlamak isteyip Rablerine\n yönelen kimselerle beraber ol. Sen bakışını hakikatten döndürme. Yaşamlarında çıkar\n peşinde olanlardan olma. Kalblerindeki zikrimizi anlayamayanlara, Bizi anlamaktan gâfil\n olanlara ve hevalarına uyanlara ve hükümleri umursamaz davrananlara uyma.\n [Kehf:28'den sızanlar]\n\n Kesdüm başın nefsüm öldi fısk u fesâd işler kıldı\n Hak’dan bana nazar oldı kanadlandum uçar oldum\n\n Düşünce, ihtiras ve ibtilâlarınla kalırsan kulsun, rûhun aslından çağrılmadan evvel\n vücûdundan geç ve mukaddes, münezzeh bir ruh olduğunu anla. Sen samanlıkta toprak\n rengini almış bir incisin. Yüzünü beş vakit üçer defâ yıkarsan, Cemâl-i pâkin gün gibi\n parlar. Sen padişâh oğlusun, sultânın mülküsün, sâhibini bil, bul tanı. Yerini, yurdunu\n öğren ki Cibril bile yanına abdestli gelsin ve secde etsin.\n\n Bütünden ayrılmış bir parçasın, aslına iltihak edeceğine nerelere gidiyorsun. Pek\n düşünce kuşunun arkasına düşme, doğrusunu söyleyeyim mi göklerde uçarsın ama ne sevgiden\n haberin var, ne sevildiğinden ve ne de gönlümüzden.\n\n Söz yine uzadı ve mânâ yüzünü göstermez oldu; tohumun çiçek açması, palaz yavrunun\n kanatlanması için bekle dur..."}]}},"id":201708280249},{"article":{"header":{"date_value":"25 Ağu 2017 12:59","title":"KİMİN GÖLGESİ","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/21041142_1508631602526284_9086698790152306688_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"[KİMİN GÖLGESİ]\n Güneşe (hakikatine) sırtını döndün, gölgene (vehim ve zanlarına) bakıyorsun. Bu gölge de\n ne imiş? Elbette vücûdun! Kendini bedenden ibâret sanman!\n\n Hevâsını (bedenselliğini) ilah edinen kimseyi gördün değil mi? Artık sen ona vekil\n olabilir misin? Sen onların çoğunu duyup işitiyor ya da akıl ediyor mu sanıyorsun? Onlar\n sadece hayvanlar gibidirler hatta onlar gittikleri yolu da bilmezler. Seni\n vücudlandıranı anladın değil mi? Görmedin mi Rabbini, (Hakikat güneşi tam\n yükselmemişken) gölgeyi (benliği) nasıl uzattı? Gölgenin nasıl uzayıp gittiğini gördün\n ve isteseydik elbette onu sabit kılardık sonra güneş’i (hakikatin farkındalığını) ona\n delil kılan Biziz. [Furkân:43-45'den sızanlar]\n\n Gölgeyi uzattık; bebektin, çocuktun, derken genç oldun şimdi büyüdün hala mı gölgeye\n takılı kalacaksın? Güneşe arkanı döneceksin.\n\n Aslı olmayan gölge gördünüz mü?\n Sâhi gölge \"var\" mıdır?\n\n Sehâb-ı cehlimi kaldır aradan\n Nur-i irfân ziyâ salsın her yandan\n Göreyim cemâlin ben ben olmadan\n Gözüm serâb-ı zille kaydırma\n\n Yani cehalet bulutunu kaldır aradan. Bu cehalet bulutunu kaldıracak bâd-ı saba ki, bu da\n aşk-ı ilahidir. Nasıl ki bulutları rüzgar dağıtır, güneş apaçık zuhur eder, cehalet\n bulutlarını da Aşk rüzgarı dağıtıp hakikat güneşi olan irfaniyeti izhâr eyler ve cemal-i\n ilâhi ayan olur. Onu göstermeyen ne idi; işte o cehalet bulutu idi. Bu kalkınca insanın\n artık serap ve gölgesi kalmaz olur, nasıl olsun nurun gölgesi mi olur!\n\n Gölgen senin suretindedir, şeklini senden alır ve sen de suret üzeresin, şeklini kendin\n belirlemedin ya, o halde sen de bir gölgesin. Bu da gösteriyor ki, hareket ettirme sana\n ait değil, Hakka aittir. Nitekim hareket ettiren sensin, gölgen değil. Ne var ki sen\n itiraz ediyorsun ve kendi değerini bilmiyorsun; buna karşılık gölgen itiraz etmiyor. Ey\n gölgesi kendisinin değerini kendisinden daha iyi bilen! Ne vakit uyanacaksın?\n\n Hak ilminde bu âlem, bir nüsha imiş ancak;\n Ol nüshada bu adem, bir nokta imiş ancak!\n\n Ademliğini her kim bulduysa odur Âdem\n Yoksa görünen sûret bir gölge imiş ancak!"}]}},"id":201708251259},{"article":{"header":{"date_value":"23 Ağu 2017 23:38","title":"Hadid:20","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/21041385_843631875799454_3305918232757534720_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"İyi bilin ki dünya hayatı sadece bir oyundur, bir\n eğlencedir, bir süstür; aranızda bir büyüklenme ve mallarda ve evlatta çoğalma\n yarışıdır! (Bunlar) şu misaldeki gibidir: Yağmurun yeşerttiği ekinle mutlu olurlar ama\n sonra bakarsın ki o yeşillikler kurur, sararır ve toprak olur hepsi! Sonsuz gelecek\n yaşamda ise ya şiddetli bir azap veya Allâh'tan bir mağfiret ve Rıdvan vardır.\n Dünya hayatı nesneleri, kendini aldatmaktan başka bir şey değildir. [Hadid:20]\n\n Gördüğümüzü sandığımız bu gök, bu yer ve ikisi arasındakilerin aslı değil, mercimek\n kadar bir delikten (göz) yansıyan filmidir.(Hem de banttan yayın) Bir hayal, bir aldanış\n değilse yâ nedir?\n\n Sakın aynada gördüğünüze aldanmayın, insanın kendi hakîkatini görmesine, anlamasına en\n büyük engel gözbebeğidir. \"Gözümle gördüm\" dediğin şey hayalden başka bir şey\n değildir. Hakiki görme, idraktir, ilimdir.\n\n Ayn-ı hakîkate eren gayr u sivâyı terkeder\n Gözü açıklara cihan hayâl ü hâb olur"}]}},"id":201708232338},{"article":{"header":{"date_value":"23 Ağu 2017 12:00","title":"ÖNCE VATAN","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/20987552_476738049359395_2600993449557622784_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"[ÖNCE VATAN]\n\n O kimselere bir sıkıntı isabet ettiğinde; Allah bizimledir ve biz aslımız olan O’na\n döneceğiz, derler... Biz Allâh (Esmâ’sının açığa çıkması) içiniz, Allah'tan geldik\n ve nihâyet O’na dönücüleriz (sonuçta bu gerçeği yaşayacağız) [Bakara:156'dan\n sızanlar]\n\n Vatan sevgisi imândandır. [Hadis-i Şerîf]\n\n Ruhlara, bu cisme girmeleri için emir verdi; onlar da Allah’in emriyle girdiler.\n \"Ona ruhumdan üfledim\" [Sad:72] Zaman oldu; o ruhlar bu cesetle ilgisini\n artırdı. Bu yüzden, ahdi unuttular. Halbuki, Allahu Teala onları yarattığında:\n \"Sizin Rabbiniz değil miyim?\" buyurdu. Onlar da: \"Evet...\" cevabını\n verdiler. işte bu sözü unuttular. Aslî vatana dönemediler. Fakat Rahman, yani varlığın\n yardım kaynağı, onlara acıdı. Bu sebeple semavî kitaplar saldı. Bunlarla aslî vatanı\n hatırlatmak istedi. Bu manaya da şu âyet-i kerîme işaret eder: \"Onlara Allah’ın\n günlerini hatırlat,\" [İbrahim:5] Yani: Ruhlarla geçen, o visal günlerini hatırlat.\n Şimdi en büyük azap ateş azabı olmayıp canandan ve vatan-ı aslîden iftiraktır, ayrı\n düşmektir. [Hz. Bâzu'l Eşheb]\n\n Her kim aslından uzak düşse arar\n Asla dönmek için bir uygun gün arar\n [Hz. Pir Mevlâna]\n\n Gökte uçarken yere indirdiler\n Çar anâsır bendlerine vurdular\n Nûr iken adın Niyâzî koydular\n Şol ezelki itibârın kândedir\n 🍃\n Bu cismim belâsıdır adım Yunus olduğu...\n Zatımı sorar olursan sultâna benim Sultân\n\n Ruh, beşerî vücûdunda oldukça bu hasret bitmez, bu üzüntü devam eder. Bu sebepten tekrar\n ezeldeki hale ulaşmak için derin bir iştiyak ve ihtiyaç hisseder. Allah'ta ğayb\n olduktan sonra O'nun tarafından beşeriyete indirilmesinden, O'nunla bir\n olduktan sonra O'nun tarafından gurbete yollanmasından nasıl ıstıraba düşmez?\n\n Buranın gurbetinde ne vakte kadar kalacaksın? Vatanına dön ki, evvelki şeref ve izzetini\n elde edesin. “Vatan sevgisi imandan doğar\" buyurmadı mı vatan sahibin? Eğer\n vatanına sâdık vefakâr isen tekrar iste! O deryaya git (karış) ki evvel orada\n bulunuyordun. Neden burada soluk, sönük duruyorsun? Orada bekâ ile vasıflanmışken neden\n burada yokluğa razı oldun? Hiçbir akıllı, iradesiyle zindâna girer mi?\n\n O'dur söylenen dilde,\n Varlığım hep ol ilde,\n Varlık Dostundur kulda,\n Ben bunda garib geldim"}]}},"id":201708231200},{"article":{"header":{"date_value":"23 Ağu 2017 01:26","title":"HİCR:29","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/20987549_356431494792679_923237592898469888_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"Onu tesviye edip (beden ve bilinci kemâle erdirip) ona\n Ruhumdan (Esmâ mânâlarımın özelliklerinden) nefhettim (üfledim); (böylece buyurdum) Ona\n secdeye kapanın (Onun kuvveleri olarak hizmetine girin)! [HİCR:29]\n\n Bir havanın nefhidir gâhi nefes gâhi kelâm\n Bunların sırrı Kemâli nefh-i Rahmân olmasın\n\n Kelâm candır. Canda cânânın nefhasıdır. Kulun ağzından üfleyen de ancak O'dur.\n Mâdemki insan cesedinde Hz. ALLAH'ın nefhası vardır ki, insan o nefha ile\n hayy'dır, hayattadır.\n\n Şimdi sen ey vâiz, \"Ben ona ruhumdan üfledim. Canımdan can verdim\" sözlerini\n anlat. \"Bana bakan, benim hakîkatimi gören Hakkı görür\" müjdesini izah et.\n \"Her ne tarafa dönsen Allah'ın cemâlini görürsün\" buyurulmuş. Bu ne\n gönülleri ferahlatan; birdenbire nur tufanını andıran bir sözdür? Demek sen gönüllerdeki\n nur ve tecellî ile kıble olmuşsun. Nereye döneceksin? Herkes sana dönecek! Allah'la\n kulun arasını açma, ayıran kendini ayırır. O senin gönlüne olan tecellîsiyle sende\n tasarruf edecek. Sen Habîbinde fâni, O Hakta bâki olacak.\n\n Hazreti Allah'ı taşta, toprakta, şehirlerde aramayalım. Nefhasını taşıyan, ruhuyla\n yürüyen kullarda arayalım. O erler ki, kulluk elbisesini gâyet mâhirane giymişler ve\n vücûtlarına yakıştırmışlardır. Fakat her adımda rahmet ve selâmet diler. İfşâyı esrâr\n ederler, muhabbet ve feyz-i Rahmân saçarlar.\n\n Ey (talib-i) hazret-i insan, Sen \"Topraktan geldim. Yine toprak olacağım\" diye\n düşünme. Sen toprakla sudan yaratılmış çamur değilsin. Aynada gördüğün yüzü muvakkaten\n kullanıyorsun. Gel ey sevgili ve şüphede olan; arada bir ince zar var. Onu da\n kaldırayım. Hz. Hakk’ın senden zuhur ettiğini söylemek istiyorum ki bu sözü özünden\n fısıltı halinde geldiği zaman duy. Benden işittiğini kimseye söyleme ki müjde O'nun\n müjdesidir. \"Bana bakan Hakk’ı görür”; “Toprağı atan sen değildin, Allah idi”;\n “Kulunun öyle neş'eli bir ânı vardır ki aramızda ne bir melek-i mukarreb ve ne de\n bir nebiyyi mürsel vardır\" müjdeleri cevher-i aslîdendir.\n\n Evvelîm der, âhirîm der, sözüne yoktur karar\n Bende söyler, sende dinler, çok uzûn masal-ı aşk\n\n Cümle zerrât-ı vücûdumda doğar aşk nefhâsı,\n Yek-zebân olsun dü âlem, yektir Allah, tektir aşk"}]}},"id":201708230126},{"article":{"header":{"date_value":"22 Ağu 2017 21:14","title":"TÎN:4","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/20969069_367031820382874_3629735844635475968_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"Gerçekten biz İNSANI en güzel bir sûrette, noksansız\n yarattık. [TÎN:4]\n\n İnsanın \"en güzel biçimde\" üstün meziyetlere yaratılmış olması yemin\n konusudur. Yani, insan, içinde zulmet ve nurun birleştirilmesiyle, zıtların\n uyuşturulmasıyla dengeli bir şekilde yaratılmıştır. Böylece iki âlem, iki deniz (sûret\n ve mânâ) arasında bir vasıta, ikisini kapsayan bir özellikte var edilmiştir. Yaratılışı\n düzgün, ahlakı ve sureti pek güzel kılınmıştır.\n Ebrüvân mihrâbını bilmez taşa eyler sücûd\n Ahsen-i takvime bakmaz vaiz-i gümrâhı gör\n\n Göklerde ve yerde ne varsa hepsini kendi tarafından musahhar kılmıştır. Muhakkak bunda\n tefekkür eden bir kavim için ibretler vardır. [CASİYE:13]\n\n Semâlarda (bilinç mertebelerinde) ve arzda (bedensel yaşamda) ne varsa, O’ndan tümünü,\n size (şuurunuza) hizmetle işlevlendirmiştir! Gerçektir ki, bu olayda tefekkür eden\n topluluk için elbette (önemli) işaretler vardır. Göklerde ne varsa ve yerde ne varsa ve\n sizde ne varsa, hepsi birliği gösterir bir şekilde düzenlendi.\n\n Göklerde (semavatta) ve yerde (arzda) bulunan her şeyin sizin hizmetinize sokulması,\n kendi kendine \"ben kimim?\" , \"bütün bu varlıklar niçin benim hizmetime\n sunulmuştur?\" diye düşünen kimseler için ibretler vardır. Ceberut ve melekuta kadar\n bütün mevcudatın O’nun tarafından kendisinin hizmetine sunulduğunu kavrar ve O’nun\n zatına döner, O’nun hakikâtini, varlığının sırrını ve özelliğini öğrenir. Ki bununla\n şereflenmiş, üstün kılınmıştır. Bu sayede varlığın tümünün hizmetine sunulmasına mazhar\n olmuştur. Bunları kavradıktan sonra kendisi için şeref kaynağı olan bir mertebeden geri\n kalmaktan kaçınır. Ulaşması için teşvik edildiği amaca doğru yükselir.\n\n Ey insan! Sen de gizli bir kuvvet var. Güzeller güzeli var. Sana hayatı, kudreti,\n güzelliği, fikri, îmânı, aşkı ve nihâyet maddi, mânevi kuvvetlerle mücehhez bu mükemmel\n vücûdu O verdi. \"İnsanı ahsen ve mükerrem\" olarak yarattığını, her ne varsa\n hizmetine verdiğini müjdeledi. Seni çok sevmişti ve sana sevgiyi öğretmişti. Bu âleme\n gönderirken de: \"Beni sev, beni ara bul; nerede olursan ol ben seninle birlikteyim,\n o âlemde hatırına bana ulaşamamak endişesinden gayrı korku gelmesin, perîşan olma\"\n diye de nasihatlarda bulunmuştu; HATIRLA SEVGİLİ"}]}},"id":201708222114},{"article":{"header":{"date_value":"22 Ağu 2017 04:14","title":"Bakara:30","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/20987487_1951349058442463_2023231004335931392_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"Rabbin meleklere: \"Ben arzda (bedende)bir\n HALÎFE (Esmâ mertebesinin farkındalığıyla yaşayan şuur sahibi) meydana getireceğim\"\n dedi. Onlar da: \"Orada fesat çıkarıp kan döken (şehvet-gazap yüklü) birini mi\n meydana getireceksin; biz seni hamdinle (bizde açığa çıkardığın varlığını değerlendirme\n hâliyle) tesbîh (her an yeni hâle dönüşen isteğine kulluk ederek) ve kudsiyetini (her\n türlü eksiklikten berî oluşunu) dillendirmiyor muyuz?\" dediler. (Buyurdu):\n \"BEN sizin bilmediklerinizi Alîm (İlim özelliği sebebiyle sınırsız, sonsuz her şeyi\n ve her boyutu, her yönüyle Bilen!) olanım. [Bakara:30]\n\n HALÎFETULLAH: İki alemin birleştiği yerde el-câmi olan insan, O'nun ahlakıyla\n ahlaklanan, vasıflarıyla nitelenen, rengine boyanan, emrini uygulayan, mahlûkatını idare\n eden, işlerini düzenleyen, insanları O'na itaat etmeye çağırandır.\n\n Muhakkak ki biz o Emaneti (Esmâ şuuruyla yaşamayı), semâlara, arza ve dağlara önerdik\n de, onu yüklenmekten kaçındılar (Esmâ bileşimleri onu açığa çıkarmaya elvermedi) ve\n ondan korktular! Onu, İnsan (HİLÂFETİ oluşturan Esmâ mânâlarını açığa çıkarma\n şuuru) yüklendi! Muhakkak ki o pek zâlim (hakikatini hakkıyla yaşamakta yetersiz) ve pek\n câhildir (sınırsız Esmâ'yı bilmede yetersizdir)! [AHZÂB:72]\n\n Ne olduğunu unutup da zalûm ve cehûl olmayasın, değerin halifesi olduğundan gelir ey\n insân!\n\n Kendinden evvelinin ve sonrasının perdesi olan can dostum,\n\n Kendini, aslını ve aradaki irtibatı idrak ile kendini bil, kendini bul ve kendine gel\n kendine.\n\n Secdegâh-ı âlem olduğuna bu hüccet yeter\n Secde eyler miydi sana kudsîyân-ı pür-ziyâ\n\n Cân-ı âlemsin libâs-ı âdemîde bugün\n Kadrini fehm eylemezsen sayılırsın pür-hevâ"}]}},"id":201708220414},{"article":{"header":{"date_value":"20 Ağu 2017 23:54","title":"ÂDEMDEN SOR","mini_title":"agah olasın","tags":[""],"subtitle":"","background_image":"https://raw.githubusercontent.com/benolanben/atesiask/main/medya/umutrehberi/20905797_1541190195944895_6163280414812143616_n.jpg"},"main_article":{"quotes":[{"type":"metin","text":"[ÂDEMDEN SOR]\n\n Bize her ne sorarsan âdemden sor âdemden\n Sırât-ı müstakîmi bu demden sor bu demden\n Hızr-ü hayât bu demdir, nûr-ü berât bu demdir\n Feyz-i necât bu demdir, her dem ayrı kıdemden\n Yokluk bir âyinedir, varlık anda görünür\n Yokluktaki vârı gör, âyine-i ademden\n Onsekiz bin âlemin nüshâsı âdem dürür\n Bu nüshâya âlim ol, kurtul derd ü elemden\n Yüzbin şükür ilahâ ilmine âlim ettin\n İbrahîm'e bildirdin âdemden, âlemden\n\n Hakkın bakışı surete ve amele değil kalbedir. HER GÜZEL AYNAYA KENDİNİ GÖRMEK İÇİN\n BAKAR. El-Mü'min, mü'minin aynasıdır. O'nu çok sevenin de aynası daha sâf\n gerektir ki aynaya bakan, aynadaki kir ve lekeyi değil kendi cemâlini seyretsin.\n\n Kul nasıl aynada cemâlini görmek için aynayı temizleyip parlatmaya gayret ederse,\n maşûkun da nazargâhı, iltifâtı gönül aynası olması hasebiyle tecellînin gölgesiz olarak\n zuhûr etmesi ve şûhud edilebilmesi için de o mukaddes mahallin kir ve lekelerden\n arınması lâzımdır.\n\n Her ne yüzle baksa göz âyinede kendin görür\n Vechini pâk eyle kim mir'ate bühtân olmasın"}]}},"id":201708202354}]